(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çeyiz sandığı… Bir kadının bütün umutlarının, hayallerinin, genç kızlığının saklandığı yer. O sandık artık karanlık yeşil (eski bakır oksidi gibi, paslı bir renk) ve içine çatlamış bir yürek koyuyor. Üstelik kanla karışık. Ama kesin olan şu: o sandık artık çeyiz değil, mezar.
Nerden başlayayım bilemedim açıkçası şiir o kadar konuşmuş ki her dizeye ayrı yorum yapmak lazım aslında hüznü de nakış gibi işlemiş şaire sevgiler
İçi içe atılan kapanmış gibi görünen ama kapanmayan derin bir duygunun bir çatlak bulup sızması gibi bir anlatıydı şiir.
Deniz tuzu, dalgalar, ihtiyar ağaç, kuşların susması… Hepsi ruh halinle uyumlu bir melankoli atmosferi kurmuş. Saçlarını denizin tuzuyla karıştırman, içindeki yorgunluğu bile doğayla bütünleştirmen gibi duruyor. Hüznün en yumuşak haliydi kabulleniş ve anlatılmayan hatta kendine bile anlatmadığın bir yarayı zarifçe anlatman.... Nicelerine şairim sevgilerle
Güzel bir eser Biz de okuduk, kutladık ve alkışladık yazan yüreği ve eserini Gönlüne, ömrüne bereket Şiirle kal, sevgiyle kal, sağlıcakla ve de hoşça kal
Şiir, denizin tuzuyla, gecenin karanlığıyla ve iç acıyla örülmüş yoğun bir iç döküş. Renklerin, eşyaların ve bedenin duyguyu taşıdığı güçlü, içli bir atmosfer var.
Karanlıkyeşil imgesi ise hem hüzün hem direnç kokuyor acıyla güzelliğin birleştiği bir ton.
Taze ama yorgun saçlarının tuzu, denizin sana dokunan son duası gibi… Her tel, sanki kaderin ince bir imzası, omuzlarına doğru uzayıp da “Ben de varım” diyen bir sır.
Kuşların susması boşuna değil; Hakikat, bazen sessizliğin kanatlarında uçan bir çığlıktır. İhtiyar ağaca saklanan börtü böcek bile bilir ki, insanın içi çatlayınca, dünya bile sesini kısmayı öğrenir.
Yüreğini katlayıp karanlıkyeşil sandığına koyman… Bu, senin içindeki çile kumaşını çeyiz niyetine saklayan yanın. Kanınla karışmış her acı, kabuk tutmaya değil, mana doğurmaya yazgılıdır.
Kınalı ellerin, kendi kaderine kendi nakışını atarken, kederinin ustası olduğun o derin saatlerde yastığa küsmen bile manalıdır; Çünkü insan bazen başını koyduğu yerde bile kendine sığamaz.
Ve gecenin bacaklarına sarılıp ağlamak… Ah o hâl… İnsanın kendi içini, dışındaki karanlıkta bulduğu en tatlı yenilgidir. Bal bile kıskanır böyle bir damlanın ağırlığını.
Sen, bütün bu satırlarınla şunu söylüyorsun aslında: “İçimdeki karanlık, beni yutmadı; aksine beni yazdı.”
İşte bu, çileden geçip sırra dokunanların dilidir.
türkünün kıyısında zenginleşiyor şiirin içi, nazen öyle tutuluyor kalem yorumsuz kalıyorum, bir daha okuyasım geldiği şiirlerin birisidir paylaşım sadece tebrik ediyorum anlamlaştırdığınız benzetmeler, bence şiirin tadı saygımla değerli.şair
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.