Bir zamanın ufkunda yıkanırken ay ışığında kelimeler..
Sor bakalım...
Sevgiye dair bir ışıltı kaldı mı içimde sakladığım..
Bir alyans yüzüğün parmaklardaki heyecanı tükenmiş
Parmağımın ucunda dönüp duran nişan da kararsız ..
Düşüncelerim...suskunluğumun içinden geçiyor ağır ağır
Bak bir yetim çocuk ağlıyor sanki , şimdi gözyaşlarımda...


Ayrılık yağmur oluyor kirpiklerinden süzülüyor...
Kirpiklerim ıslak ve hüzün dolu geçen saatler sessiz...
Başıma çektiğim yorgan...ıslaktır ve hüzünlü..
Bir sevda masalında.. filler tepişti sanki uçsuz , bucaksız
Ve de anlamsız çayırlarda hüzün...diller tutuk...
Gün batıyor ufkun kızıllığında...ağır , ağır...
Ayrılık vakti...hoşça-kal derken ,yaseminler ağlıyor sanki,,
Kırağı , çiğ düşüyor , soğuk gecelerin damları da üşüyor


Bir deniz kenarında bir kayanın üstünde ...seninle
Oynaşan yakamozlar da sokulduk...omuz başlarında aşk...
Yosun kokularında iskelelerde durmuştu sanki zaman
Islanan kirpiklerde...yıldızların ışıklarına karışır sevgi..
Hiç ayrılmayacaktık seninle ölüp , kalsak da...zamansız..
Yüreğimin derinlerin de yanan bu ateşe sanki üflüyorum....
Toprak.. suya hasret yağacak yağmurları bekler bulutlar sessiz...

Ölmüş anne ve babalarımızın mezar taşlarında dualarla
Bakın biz geldik....mezarlarınıza , gül kokulu buketlerle..
Söz verdik birbirimize evlenmek için...geçen zamana inat
İkimizde evlenip ayrılsak da..
Zaman tünelinde aşk...tekrar evliliğe adım atar mı bilinmez...
Çıkmaz sokaklarda alevlenir yanardağların patlamalarında sevgi ,
Yakıcıdır bu unutulmaz aşk...bence bu aşk...mezara kadar...!