20
Yorum
40
Beğeni
5,0
Puan
259
Okunma

Sırnaşık bir sarmaşığa öykündüm:
Cepkeninde saklı itikat
Cesurca yazmanın da muadili iken şiir
Ve kanıksanası o sönmeyen ateş
Kıvılcıma ne gerek?
Hayat zaten yangının ta kendisi
Bir hüzne daha damga vuran
Yanılgı eseriyiz belki de
Y/anıldığımız kadar da terk edildiğimiz
Ön sözü kayıp bir roman
Hele ki yok mu şehrin surları:
Bazen bir kale misali bazense kalem
Öznesine âşık bir esaret
Kim bağladıysa artık önceden şairin dilini.
Bir dilemma
Bazen kof bazen kesif…
Bir de kor acıdığı kadar da insana koyan
Acımakla ilgisi filan da yok önceden
Yanıp da ruhunu ifşa eden
Açık ara farkla bir kazurat dünde kalan
En ağır itham ve san ve zan…
Gönlünde uyutan şairin sökük peçesi
Ve işte perçemine yağan kar
Oysaki Kan’dı dünden kalan
Kanatan ve kaynayan ve karan
Ömre hitabe
Dünde kalan hengâme
Ah, keşke bir dil sürçmesi olup da geçmeliydi hayat
Ve de o hoyrat rüzgâr
Yüzümüzü yalayan bir itham
Kardıkça önünü
Ve de kaydıkça ayağının altındaki zemin
Ve işte çetelesi kayıp ömrün
Hitabesi
Hecelediğimiz kadar harcandığımız
Aşkla uyanıp hüzünle uykuya daldığımız
Ve de her acıtana âşık olduğumuz
Açamadığımız o kapı
Alçaklarda uçan değil
Bilakis en tepede ve zirvede
Bir kartalın yalnızlığı
Gagası ise kaç karattır kim bilir?
Künyesinde yazan ismini hicapla değil de onurla söylenir:
Kayrası bir öykü
Kanıksanası şu sefil döngü
Kaybolduğu kadar da dünü ve önü
Haraç mezat fısıldayan imgeler
Ziyade olsun, dercesine
Belki de en çok sevgi ve ömürdü iade edilmesi gereken…
5.0
96% (25)
4.0
4% (1)