2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
69
Okunma
Duvar içindeymiş
Dört duvar düştü payıma,
Ben daraldıkça genişledi âlem.
Duvarlarda kendi sûretimi gördüm,
Gölge bendim, ışık Sen…
Vicdanım çağırdı beni;
“Gel, yargı sensin, hüküm senin,
Ama af yalnız O’ndan.”
Gökyüzü tek tesellimdi;
Bulutlar secde eder gibi geçerdi başımdan.
“Özgürlük nedir?” diye sordum,
“Teslimiyet” dedi rüzgâr.
Kuşlara imrendim bir an—
Onlar uçtu, ben kaldım duvarla yüz yüze.
Koşan çocukları seyrettim,
Saflıklarını kalbime sürdüm.
Sonra anladım:
Duvar dışarıda değil, içimdeymiş meğer.
Boynum büküldü kaderime,
Ve ilk kez hissettim:
Emri veren yakınımda,
Ben ise çok uzakta…
Çıktım kendi mahkememden;
Savcım da bendim, sanık da…
Ama divan başka yerdeydi:
Huzurunda durduğum Varlık’ta.
Aradım kurtuluşu,
Bir avukat lâzımdı gönlüme—
O ise hep oradaymış,
Ben kapısını çalmayı bilmemişim.
Anladım o gün:
Sahipsiz değilim.
İsyanım da boş, hırsım da.
Asıl cihat nefs ile;
Ama komutan O olmalı, ben değil.
Bana düşen ancak:
Boyun bükmek,
Ses vermek zikre,
Ve her nefeste
O’na sığınmak.
5.0
100% (3)