0
Yorum
4
Beğeni
0,0
Puan
76
Okunma
Okulda zorbalığa uğrayan genç bir kız, sınıfına karşı duygularını gizlemeye çalışıyordu. Zorbalarına bir açık vermemek için acısını yüzüne yansıtmıyor, her gün sessizce dayanıyordu. Ancak bir gün, her şey canına tak etti. Sınıftan koşarak çıktı, uzaklaşmak istedi, sadece kaçmak...
Ama farkına bile varmadan kendini yine okulun arka bahçesinde buldu. Koşarken yere düşmüş, debelenmişti; forması kir içindeydi. Nefes nefese kalmış halde etrafına baktığında, gözleri bir noktada takılıp kaldı.
Koca bir ağacın dalında, geçmişten kalma bir anı asılıydı. O an, her şey birdenbire anlam kazandı. Gerçeğin ağırlığı genç kızın üzerine çöktü. Donakaldı, ne adım atabildi ne de gözlerini o hatıradan ayırabildi. Sadece baktı… uzun, sessiz, acı dolu bir bakışla.
Ah... Bu bozuk atmosfer beni eziyor,
Güneş batarken boş sınıfın sessizliği.
Zihnimin en derininden silinmeyen,
Onların bana bakarak gülüşleri.
Kocaman sınıfta yine tek başımayım,
Bu dolu sınıfın içinde, sadece ben.
Bütün hayaletlerle birlikte buradayım,
İçlerinde sadece ben dibe düşüyorum.
Sırtımı duvara çarpıyorum canım yanıyor,
Yine bastırıyorum kırık sesimi.
Onların neşesine neşe katmamak için,
Birinin fark edeceğini umarak.
Koşuyorum kendimden ve onlardan kaçarak,
Varıyorum her şeyin başladığı o okula.
Kirli üniformamla, umursamadan koşarken,
Bütün parçalar yerine oturdu, orada durdum.
Ayaklarım yerden kesiliyor — zemin yarılıyor,
Yüzüm, beyazın en kirli tonuna dönüyor.
Rüzgâr saçlarımı sürüklüyor, ama ben duruyorum;
Ağacın dalında sallanan o iğrenç hatıra,
Ruhumu derinlere çekiyor, kendimle tek kalıyorum.