0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
20
Okunma
Duvarların arasında ki belirsiz suratlar
Önünü göremediğin sisli bulutlar
Neresi burası? Her yerde korkunç kıkırdamalar
Sevmedim burayı, çok soğuk rüzgarlar
Her zaman sanki burada gece
Göremezsin burada bir neşe
Haset, kıskançlık, kin ve öfke
Ama bir şey yapmaz, ısırmaz. Niye?
Demek giriştiniz burayı da
Rüyalarımın, Yansımalarımın diyarına
Aynı zamanda perdede kalmış olanlara
Görüntüsü ne kadar ıssız ve korkunç olsa da
Burada korkaklar bulunur nasıl olsa
Burası, Bana ait olan Nyx’in Bahçesi
Arafımın diğer alanlarına çıkış kapısı
Arada kalanların gölgeli yüzleri
Ve arkada bıraktığım insanların silüetleri
Burası hem karanlıktan kaçan korkakların alanı
Buradakileri neden kabul etmezsin arafına?
Cezalılar mı bunlar burada?
Yoksa sevmez misin ve yakıştırmaz mısın oraya?
Bu kadar kızılken gözleri saldıramazlar mı sana?
Onlar anca konuşur arkamdan
Bilirim onlar beni sevmezler hiçbir zaman
Kaderlerini hep beni gözlemlemekten
Yaşayamazlar hep bana hasetlenmekten
Bir değil yüz tane maske
Kendilerini azıcık geliştirseler keşke
Kendim için yaptıklarımın sadece
İyi bir hayata sahip olmak için olduğunu bilse
Orada mesela maymuna benzeyen
Öfkesiyle Mephisto’yu bile ürküten
Oysaki sadece kendine acı çektiren
Bir ara sıkı dostum olarak bilinen
Lakin hep kendine isteyen
Sonrasında ise ihanet eden
Hepsinin hikayesi böyle hemen hemen
Biri benden önce sahip olmak istedi rütbeye
Ama sadece kalakaldı öylece
Biri benden önce sahip olmak istedi üne
Ama duyulmayan bir iz oldu öylece
Biri benden daha çok sahip olmak istedi bilgiye
Ama cehaletiyle yüzleşemedi kalbinde
Hepsi aslında benle sürekli yarışan
Ama asıl yarışması gerekeni unutan
Beni rakip olarak belirleyen
Ama gözümde sadece iyileşmeyi reddeden
Kötü seçimlerini başkalarına adleden
Ve intikamlarını kendilerinden alan
Umursamıyorum onları
Onların yapabildikleri sadece bu hırıltıları
O da korkunç olmayan tek yanları
Acıdığım anıların kırıntıları
Onların sadece başaramadıkları
Kanatlarımın keskin rüzgarları
Durdurup zincirleyemediler ayakları
Artık korkunç değiller bana
Sadece merhamet ederim onlara
Umarım kendi zincirlerinden kaçıpta
Mutlu olurlar kendi hayatlarında
Korkunç değil ezikler
Kendi hayatlarında birer MPC’ler
Yaşayamadıklarına acıyan başı eğikler
Göremedikleri ise sonsuz renkler
Kalpleri bu kadar doluyken öfke ile
Yaşayamazlar istedikleri halde
Bunların yeri burası kesinlikle
Yaşasınlar tek başlarına geçmişleriyle
Ama dışardan görünürler çok özgüvenli
Baktığında sanki hepsi birer dahi
Tanrının göndermiş olduğu birer nuri
Baksana nasıl da tanıtırlar kendilerini
Sanki Zeustan gelir kanları
Bütün bunlar maalesef birer maske
Nasıl acırlar kendilerine
Bu kurban zihniyetleriyle
Ancak tutunabilirler hayata bu şekilde
Şair’in arafı onlara büyük gelir
Kaldıramazlar ağır yük gelir
Ama burası da küçük gelir
Çünkü egoları tartıda büyük gelir
Yalnız dedin ki rüyalar,
Burada bulunur yansımalar
Hepsi burada yanyanalar
Bunlarla kabus olmaz mı rüyalar?
Katmanlıdır burası karmaşadan öte
Üst katmanda rüyalar dokunulmazdır hemen öyle
Hermes’in de ulaşabileceği kolay yerde
Haberler ve mutluluklar... ne keyiflidir öyle
Onun altında yanılsamalar
Orayı kaplar aynalar
Hem gerçek, hem yalanlar
Bakanlar ise çok anlamazlar
Anlayanlar ise çok azlar
İlginç bir alan burada
Buradan sonra ne var acaba?
İd, Süperego, Anne ve Baba
Özünden kişiliğine, bilincinden bilinçdışına
Hepsini inceledik neredeyse ama
Daha dolaşacak çok yer var hala
Hem karışık hem düzen var burada
Evrenin kendisi gibi bir yer bu arafta.
(Ben de evrenin ta kendisiyim burada)