9
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
1258
Okunma
biliyorum
sevgili maraz
benimkisi
bebekliğimden
kalma
kronik
bir avuntu
işte...
durum bu
biraz Beyoğlu gibiyim
saçlarım; kiremitleri durgun kırmızıya darmadağınık
kucağımın kedileri; zihnimin duvarlarına tırmanıp duruyor
yüzümün vitrinleri entelektüel bir maske
arka mahallelerimin ayakları varoş bir çelme gibi
gelmişime geçmişime takılıp duruyorum
ha düştüm ha düşecekler
dışım karınca duası kadar kalabalık
içimde bir gazoz açılmayı bekliyor sevgiliye
göğsümde, yalnızlığın bile sıkıldığı çakma sokak tabelaları
hiç bir yere çıkamayışımı izliyor
kendi kilitlerin içine sıkışmış kalmış kapılar
ey gidi; kaldırımları emziren Necip usta
Beyoğlu gibiyim diyorum ruhum tepeden tırnağa yasta
darbukacılar klarnetçiler ve keman çalgıcıları
hepsi aynı bestenin içinde sarhoş birer nota
biraz yalpa, biraz detone çokça nihavent
bir es hepimize iyi gelecek diyor, minareden bir ses
zaten diyorum yarım kalmış bir tramvay yolculuğu değil miydik
henüz baş kaldırmamış halkın arasından geçip giden
milattan önceydi sanırım
o zamanlar henüz çocuktu Beyoğlu
aynamda çiviyle çakılmış duruyordu eskisi gibi sevmek
-eskisi gibi...
dağınıklığın mevsimsel bir sanat olduğuna hemfikirdik
fakat kırlangıçları hesaba katmayan bir topluma ait olmak fikri
bizi; saçları dalgalı kızıldeniz gibi ikiye böldü sevgili maraz
bugün biraz Beyoğlu gibiyim, yüzümdeki caddelerde ellerin
-ellerin dalgın dalgın yürüyor
gözlerin Galata’ya yuva yapmış bir kumru
eteklerinden vapurlar geçiyor, balıkçı tekneleri, yelkovan kuşları
hep hareket halindeyiz
durmanın içindeki yorgunluktan olsa gerek korkularımız
az önce polis telsizinde anons geçti; gül dağıtıyorlarmış
zihnime dikenleri saplanıyor
zihnim kanama korkusu, ambulans sirenleri
zihnim seksenlere dalıyor / kulağım dedemin cızırtılı radyosunda
spikerler abartılı diksiyonlarıyla "seni ne kadar sevdiğimi... neyse
iplikçi handaki halı dokumacısı yine yanaklarını dokumuş göğe
meydanımda insanlarım, ceplerinde taze erik kokusu
sanki bir kumbaradan saçılmış bozuk paralar gibi
dağılmışlar sağ sol
savaşa hayır sloganlarıyla çağ atlayıp duruyorlar
camekanlarımın yüzü paramparça, analar endişe doğuruyorlar geceye
bir yanda dünya diyorum nereye gidiyor
diğer yanda bir bakıyorum sen sırılsıklam yoksun
keşke diyorum Banksy gelse de
duvarlarımın boynuna
sana
benzeyen
kırmızı
balonlu
bir kız çocuğu çizse
Beyoğlu’ndan göğe doğru ...