Bir YAĞMUR yağsa...
Öyle öyle böyle değil.
Yatağından taşsa dereler.
Önüne katıp sürüklese...
Ne kadar, hırsız, uğursuz, namussuz,
puşt, pezevenk, hain, şerefsiz varsa..
Götürse denizin dibine...

Bir KAR yağsa...
Öyle böyle değil.
Arabaları, damları yutarcasına..
Ne kadar tecavüzcü, kaymak, it kopuk, doğa ve hayvan düşmanı varsa
BUZ kesip donsalar...
Bir daha hiç çözülmeseler

Bir SICAK olsa...
Öyle böyle değil.
Sarısıcak ki yüzlerce, binlerce derece..
Ne kadar riyakar, yalancı, ikiyüzlü, sahtekar, üçkağıtçı, dolandırıcı varsa
Yakıp kavursa kül etse kurutsa köklerini.

Bir FIRTINA kopsa...
Öyle böyle değil...
Hadi saatte yüzlerce kilometre hızlı
Ne Bir zaman devrilse, ne bir cam kırılsa
O yağmurun, sıcağın karın temizlediği
Tüm kirleri parça pinçik edercesine dağıtsa
Bir daha bir araya gelmez etse.
Alıp götürse atmosfer boşluğuna atsa

Ve bir GÜNEŞ doğsa ardından...
Yemyeşil bir dünyaya uyansak
Güvenli tertemiz sokaklarda
Kadınların, kızların özgürce gezdiği
Gökyüzünde kuşların kanat çırptığı.
Sahillerde insanların elele şarkılar söylediği
Ormanlarında hayvanların huzurla yaşadığı
Yaşlı genç erkek kadın herkese eşit davranıldığı
Kimsenin kimseye muhtaç olmayıp, adil, adaletli
Eşit, özgürce çalışıp, hakça bölüşüldüğü.
Kanın, gözyaşının akmadığı
Bir DÜNYA istiyorum
İSTİYOR MUYUZ?

25.10.25
Şenol Köksal