De ki ateşimsin söndüğüm Bir mum ki erirsin Işığın kendini bilmez Yanmak dediğin nedir ki Kül mü can olur Yoksa can mı kül olur yandıkça ?
De ki bedenim geçittir sana Serden geçip sana gelir ruhum Senden geçemez Ruh mu taşır seni Yoksa sen mi taşırsın ruhu ?
De ki zamansızlık seninle Bir kum saati içinde kum olmak Yalnızca bakışlarının aktığı Durağan mıdır zaman o an Yoksa biz mi duruyoruz yerimizde ?
De ki aynada kırılan benim Bir su birikintisinde yansıyan yüz Sen tutarsın yüzümü avucunda Sen mi kırılırsın aynada Yoksa yüzün mü ?
De ki bir kuyudur gözlerin İçine bakan kendi derinliğini bulur Bir susuzluk ki tükenmez Su mu kandırır beni Yoksa sen mi ?
De ki kanadı kırık meleğim Düşerken tutunurum sana Her sözün bir dua olur bana Düşten uyanmak mıdır sevmek Yoksa düşerken yakalamak mı ?
De ki hiçliğin sınırına çizilmiş bir çizgiyim Varlığınla silinirim Yokluğunla beliririm Ben senin için ölürüm Yaşamak mıdır var olmak Yoksa hiçlik midir yaşamak ?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Of ki ne of , derdime değer veren bi insan yazabilirdi bunca zamanı ayırıp , içimi dökercesine şiiri... Ve iyi ki sana abimsin diyebilme samimiyetini bulduran insanlığın var. Değerli abim ben verdiğin örneklerde mobilyacının safındayım desem ve o gün geldiğinde bir büyükte ben söylesem içsek keyfe keder mutluluğa bahane...Ve olsa gönlümüz şahane... Var ol be abim , trakya şivemle içtenlikle var ol be abim var ol...
Seninki gibi 30 yıl mı bilmiyorum ama yıllardır sevdiği kadını bekleyen bir kardeşim daha var. O da buralardan.
Ona demiştim, haddimi aşmış olmayacağımı düşüneceğine inandığım için sana da benzer şeyler yazmak istiyorum:
30 sene dile kolay. Sen buralarda aşkınla yana yakına yaşıyorken belki de o kendini hayatın akışına bırakmıştır, ne bileyim belki de keyfi yerindedir.
Hayat ne zaman ne sunar bilinmez. Biriyle tanıştım birkaç ay önce. Daha doğrusu mobilyacı, bir iş için eve geldi. Çay içtik, sohbet ettik. Annesinin ısrarıyla evlenmiş, yeni boşanmış. 25 yaşının üstünde oğlu var. O hep gençken sevdiği kadını unutmamış. O kadın da evlenmiş boşanmış. Bir şekilde bir araya gelmişler. Geçenlerde son görüşmemiz de hâlâ birlikteler. Birgün rakı içecez dedik ama bir türlü olmadı. Bilmem anlatabildim mi?
Ya da şu halde yaşayor ve o gün geldiğinde de benzer hislere katılacaksındır....
&&&&
Beklenen Güne Prova
Belki sağanak yağmur getirir seni bana Belki karayel Belki yedi bölge Dört mevsime yayılmış türküler belki
Belki nefes nefese gelirsin Belki canhıraş bir tonda suskun
Habersiz çıkma karşıma da Nasıl olursa olsun
Çünkü
Bir gün Bir yerde Birden bire Karşıma çıkarsan diye Sana söylemeyeceğim repliklerimin Tekrarını yapıyorum her gün
Yoksa Nutkum tutulur unuturum Günlerce ayna karşısında provasını yaptığım Tüm sözcükleri
Hani olur da görürsem seni bir yerlerde Mesela pazar dönüşü elinde filelerle Ya da ufaklığın okul yolunda Hani karşına çıkmaya cesaretim olursa Lâl olmaz da dile gelirse dilim Gel şöyle oturalım İki çift laf yapalım Diyebilirsem şayet sana Eskiden gittiğimiz o salaşhaneye gidip Bir şekerli bir orta kahve söyleyip - Ne yaptın bakalım bensiz demeyeceğim mesela - Çoluk çocuğa karışmışsın da demeyeceğim söz
Hatta Senin ufaklığın geçen sonbahar bronşit olduğundan Hala toparlanamadığından Bu yüzden işten ayrılmak zorunda kaldığından Büyüğün derslerinin iyiye gittiğinden Geçen gün sevgilisiyle el ele gördüğümden Yaşadığınız mahallede herkesin onları sevdiğinden Ve senin bundan ne kadar gurur duyduğundan Her gün sabah sekizde sokağa çıkıp Fırından bir tane sıcak ekmek aldığından Hiç mi hiç bahsetmeyeceğim sana Söylemeyeceğim yani
Bahsetmeyeceğim sana söz Babanın baskısına dayanamayıp evlendiğini O gidişinin ardından hiç gülemediğimi Her gece kadehlerde boğulduğumu Gördükçe yıldızlara Olmazsa Ay'a dert yandığımı Günde iki paket tütün sardığımı Şiire başladığımdan falan
Yahut Saçlarındaki beyazların hayli çoğaldığını Geçen gün kuaförde uçlarını aldırdığını Kocanın hapisteyken vurulduğunu Bir süre direndiğini İstemeye istemeye Babanın evine dönmek zorunda kaldığını Hiç mi hiç söylemeyeceğim sana
Boş ver bir kenara bırakalım bunları Ne yapalım Kader böyleymiş diye diye Geldim bugünlere zaten İşte karşındayım Hem böyle yaşamaya fazlasıyla alıştım Dert etme sen
Yani sevdiceğim
Falanına filanına kadar Herseyini bildiğimi bilmemelisin Her şeyini bildiğimin farkına varmanı istemem İsteyemem
Sonra halime acırsın Cesaretin kırılır Belki de pişman olur masadan kalkarsın
Sadece ama sadece Nasılsın diyeceğim Sadece nasılsın
Gerisi gelir elbet
Gerisi gelmese de olur gerçi Karşımda otur Kokun kahvenin kokusunu bastırsın Ellerim ellerinle aynı masaya dokunsun yeter
Kâfidir Özlediğim gözlerini Yakından görebilmem
Hâlâ varsa kalbinde yerim Her şeyi söyler zaten gözlerin
&&&&&&
Bunu seni anlıyorum demek için ekledim.
Umarım "Değdi beee!" Diyeceğin gün yakındır. Her şey gönlünce olsun dilerim.
Ben benim be abim sen de sen...Hepsi bu Otuz yıllık bir aşkın 13 yılını döneceğini bilerek yaşadım , kalan 17 yılı kesin döneceğini bilerek yaşıyorum...Aşk bu kadarını beklemiyordu benden ...Ve beni bıraktığı yerde darmaduman bulmadı , ta ki o beni tekrar karıştırana kadar , ama yine pes etmedim ve biliyorum ki kesin dönecek , ya başıma ya mezar taşıma... Ha ihtiyar demedim yahu , tecrübe yaşayarak kazanılır o sebeple...
Bildiğine eminim abi yaşça büyüğümsün haliyle yaşanmışlık fazlalığı , tecrübe ve yazdıklarından çıkan sonuç itibari le net biliyorsun... Ama aşkında senin de gözden kaçırdığın bir şey var be abi... Onu da ben biliyorum desem ayıp olmaz dimi...
Of ki ne of , derdime değer veren bi insan yazabilirdi bunca zamanı ayırıp , içimi dökercesine şiiri... Ve iyi ki sana abimsin diyebilme samimiyetini bulduran insanlığın var. Değerli abim ben verdiğin örneklerde mobilyacının safındayım desem ve o gün geldiğinde bir büyükte ben söylesem içsek keyfe keder mutluluğa bahane...Ve olsa gönlümüz şahane... Var ol be abim , trakya şivemle içtenlikle var ol be abim var ol...
Seninki gibi 30 yıl mı bilmiyorum ama yıllardır sevdiği kadını bekleyen bir kardeşim daha var. O da buralardan.
Ona demiştim, haddimi aşmış olmayacağımı düşüneceğine inandığım için sana da benzer şeyler yazmak istiyorum:
30 sene dile kolay. Sen buralarda aşkınla yana yakına yaşıyorken belki de o kendini hayatın akışına bırakmıştır, ne bileyim belki de keyfi yerindedir.
Hayat ne zaman ne sunar bilinmez. Biriyle tanıştım birkaç ay önce. Daha doğrusu mobilyacı, bir iş için eve geldi. Çay içtik, sohbet ettik. Annesinin ısrarıyla evlenmiş, yeni boşanmış. 25 yaşının üstünde oğlu var. O hep gençken sevdiği kadını unutmamış. O kadın da evlenmiş boşanmış. Bir şekilde bir araya gelmişler. Geçenlerde son görüşmemiz de hâlâ birlikteler. Birgün rakı içecez dedik ama bir türlü olmadı. Bilmem anlatabildim mi?
Ya da şu halde yaşayor ve o gün geldiğinde de benzer hislere katılacaksındır....
&&&&
Beklenen Güne Prova
Belki sağanak yağmur getirir seni bana Belki karayel Belki yedi bölge Dört mevsime yayılmış türküler belki
Belki nefes nefese gelirsin Belki canhıraş bir tonda suskun
Habersiz çıkma karşıma da Nasıl olursa olsun
Çünkü
Bir gün Bir yerde Birden bire Karşıma çıkarsan diye Sana söylemeyeceğim repliklerimin Tekrarını yapıyorum her gün
Yoksa Nutkum tutulur unuturum Günlerce ayna karşısında provasını yaptığım Tüm sözcükleri
Hani olur da görürsem seni bir yerlerde Mesela pazar dönüşü elinde filelerle Ya da ufaklığın okul yolunda Hani karşına çıkmaya cesaretim olursa Lâl olmaz da dile gelirse dilim Gel şöyle oturalım İki çift laf yapalım Diyebilirsem şayet sana Eskiden gittiğimiz o salaşhaneye gidip Bir şekerli bir orta kahve söyleyip - Ne yaptın bakalım bensiz demeyeceğim mesela - Çoluk çocuğa karışmışsın da demeyeceğim söz
Hatta Senin ufaklığın geçen sonbahar bronşit olduğundan Hala toparlanamadığından Bu yüzden işten ayrılmak zorunda kaldığından Büyüğün derslerinin iyiye gittiğinden Geçen gün sevgilisiyle el ele gördüğümden Yaşadığınız mahallede herkesin onları sevdiğinden Ve senin bundan ne kadar gurur duyduğundan Her gün sabah sekizde sokağa çıkıp Fırından bir tane sıcak ekmek aldığından Hiç mi hiç bahsetmeyeceğim sana Söylemeyeceğim yani
Bahsetmeyeceğim sana söz Babanın baskısına dayanamayıp evlendiğini O gidişinin ardından hiç gülemediğimi Her gece kadehlerde boğulduğumu Gördükçe yıldızlara Olmazsa Ay'a dert yandığımı Günde iki paket tütün sardığımı Şiire başladığımdan falan
Yahut Saçlarındaki beyazların hayli çoğaldığını Geçen gün kuaförde uçlarını aldırdığını Kocanın hapisteyken vurulduğunu Bir süre direndiğini İstemeye istemeye Babanın evine dönmek zorunda kaldığını Hiç mi hiç söylemeyeceğim sana
Boş ver bir kenara bırakalım bunları Ne yapalım Kader böyleymiş diye diye Geldim bugünlere zaten İşte karşındayım Hem böyle yaşamaya fazlasıyla alıştım Dert etme sen
Yani sevdiceğim
Falanına filanına kadar Herseyini bildiğimi bilmemelisin Her şeyini bildiğimin farkına varmanı istemem İsteyemem
Sonra halime acırsın Cesaretin kırılır Belki de pişman olur masadan kalkarsın
Sadece ama sadece Nasılsın diyeceğim Sadece nasılsın
Gerisi gelir elbet
Gerisi gelmese de olur gerçi Karşımda otur Kokun kahvenin kokusunu bastırsın Ellerim ellerinle aynı masaya dokunsun yeter
Kâfidir Özlediğim gözlerini Yakından görebilmem
Hâlâ varsa kalbinde yerim Her şeyi söyler zaten gözlerin
&&&&&&
Bunu seni anlıyorum demek için ekledim.
Umarım "Değdi beee!" Diyeceğin gün yakındır. Her şey gönlünce olsun dilerim.
Ben benim be abim sen de sen...Hepsi bu Otuz yıllık bir aşkın 13 yılını döneceğini bilerek yaşadım , kalan 17 yılı kesin döneceğini bilerek yaşıyorum...Aşk bu kadarını beklemiyordu benden ...Ve beni bıraktığı yerde darmaduman bulmadı , ta ki o beni tekrar karıştırana kadar , ama yine pes etmedim ve biliyorum ki kesin dönecek , ya başıma ya mezar taşıma... Ha ihtiyar demedim yahu , tecrübe yaşayarak kazanılır o sebeple...
Bildiğine eminim abi yaşça büyüğümsün haliyle yaşanmışlık fazlalığı , tecrübe ve yazdıklarından çıkan sonuç itibari le net biliyorsun... Ama aşkında senin de gözden kaçırdığın bir şey var be abi... Onu da ben biliyorum desem ayıp olmaz dimi...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.