0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
46
Okunma
Boş bir duvarın karşında,
Ahşap bir sandalyede,
anlamsızca oturmuş bekliyorum..
Ve ben Kırk yaşındayım
Bir yere Ait olmak Güzel bir duygu
kocaman olsanda Çocuklaşmak istersin
Şefkat eli değsin istersin yüreğine.
Bir ihtimal, olurdu..diye
Tüm ihtimalleri elemiştim
Ne çok şeylerden vazeçmişim meğerse
Anladım geç de olsa Söylesene hayat,
Mutluluğu kime sattın, beklemekle geçti ömrüm Kime sattın gelmeyecek umutları mı
hangi mavi düşlere
pembe vaatlere Meze ettin hayallerimi
Ne uzaksa .Onu özlüyormuş insan
Neyi gözlerse onu arıyormuş
Neyi çok istersede onu beklermiş
sonsuz bir döngüde
Peki Kalbimdeki ağrı Sır mı yoksa Sızımıydı
Kendimden bir kaç adım öteye gittim
oturdum bir taşın üstüne
seyre durdum kendimi
peki ? bu benmiydim
Ne olmuş bana böyle
Kırlaşmış saçlarım,
çizgiler dağılmış yüzümün her bir yerine.
bir kaç kırık dişimi saklayan
yarım bir gülüş yüzümde
Kaç İhanet, Kaç vurgun yemişim meğerse
Yalanlarda kaybolup Gitmiş Güvenim.
Ve Ben, Kırk Yaşındaydım..
Aklım, Peşine sürüklüyor kendimi
İlmek ilmek sökülüyorum kendimden
Yarım kalmış hayallerimin şerefine uyuyorum
Etten kemikten Bir ben kalmışım Geriye
Kırk yaşım,
Sanma ki Gözlerinden ayrıldım
Sanma ki Ayrıldı kalbim yüreğinden
izinde bir nefes bıraktım geriye
Zaman ,ayrılır benliğimden
Yıldızlar yıkılır gökyüzünden düşlerime
Elalem , ne derlerle geçip gitmiş Yarım bir Ömür
Hayatımı,
Uzaktan seyreden birine dönüşürüm
Artık, Herşeyin Bittiği bir yerde
Akar benliğime fikirler,
zikre dönüşür hecelenmiş sözcükler
Yeni bir Ben, Doğuyordu Yeryüzüne.
Yeni bir Teslimiyetdeydi Ruhum
Ve ben kırk yaşındaydım