3
Yorum
18
Beğeni
4,9
Puan
174
Okunma

Ölürsem adaya gömeceklermiş beni
Sıra sıra adacıklanacakmışım
Yabani şakayıklar gülücükler fırlatacakmış adıma
Benim için semayı turlayacakmış şahinler
Bütün Sivas duyacakmış selamı
Yıllar önce Cibali sahilinde görmüştüm bu rüyayı
Eski bir cami minaresinin balkonundan yayılıyordu
Mikrofonsuz sabah ezanı
Müezzin adımı söyleyecek sandım
Karanlığın içinde göz göze gelmemek için
Ölümümden kaçtım
Sabah olunca Balat civarında dolaştım
İstanbul’un kalabalığı tekliğimi sorguluyordu
Ayrılıkları kurşunluyordu gökyüzünde martılar
İlk defa bir şey almaktan vazgeçip
Kurşun askeri oynuyordu sokaklar
Masmavi suların telvesinde
Dibe çökmüşlüğüm
Tarihi aradı Haliç’te
Surların içinde büyüttüğüm gençliğimin
Duvarlarla sınanışı sonra
Cibalikapı’da eski bir balıkçının çıkınındaki
Yırtık ağa takıldı yüreğim
Hayatı örerken örülmüşlüğüm
Battı suların dibine
İçimdeki telvede bulmuştum
Kaybettiğimi...
Arkeolojik bir değeri
Olmalıydı muhakkak hislerimin
Bir su altı batığı gibiydim
Yıllar sonra
Galata Kulesinden uçarken görmüştüm Hezarfen’ i
Sadi’nin sözleri çınladı kulaklarımda
Ben kanatlarımı yakalı
Tam on iki yıl olacaktı Ocak onda
Yüreğimi satıp Allah’a
Üşüyen bir burun almıştım
Artık ölümden korkmuyordum
Adada güzel şarkılar türküler söylenecekmiş
Ben ölürsem
Bir fener alayı eşlik edecekmiş
Yabani şakayıklara
Oyy Sivas elleri
Adadan adaya bir göç hikayesi
Yukarı Tekke’ de çalınır gidenlerin son teli
Son sazın o son teli gibiyim
Yani yine de ölesiye neşeliyim
Keyfime gıcır bir selam göndermiş Ermeni Karnik
Cenazeme o da gelecekmiş
Sonra Rum Dimitri
Kırmızı tuğlaları dökülecekmiş şehrin o gelirken
Ahh ki ahh Dimitri bir bilsen
Şimdi ne kadar çok ayrıştık
Yazmasaydım hatırı kalırdı yetmiş iki milletin
Biri bine bölerken sanki hepimiz
Birbirimize düşman gibiyiz
Uyandığımda hala Zeyrek yokuşunu tırmanıyordum
Aşık Veysel’ den türküler mırıldanıyordum
Ölürsem
Çok seveceklermiş beni
Şakayık yoluna sereceklermiş
Ağır ağır ve sevgiyle
Büyüttüğüm çiçeklerimi
ŞuLeCan
5.0
90% (9)
4.0
10% (1)