Bir kimseyi sahip olmadığı sıfatlarla övmek, onu kibarca yermek demektir. cemil sena
Barış Bayram KURT
Barış Bayram KURT

Affedin Beni Ey İnsanlar

Yorum

Affedin Beni Ey İnsanlar

( 1 kişi )

1

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

76

Okunma

Affedin Beni Ey İnsanlar


Bir yol vardı, ben kayboldum,
Gözlerim karanlığa daldı.
Bir dua gibi sustum sonunda,
Belki de en çok kendime yandım.


Ölmüşüm ben, affedin beni ey insanlar,
Bir kalp kırdım belki, fark etmeden yaralar.
Şimdi sessizim, rüzgâr bile ağlar,
Affedin beni… ey insanlar.


Bir çocuk ağladı içimde, susturamadım,
Bir umut düştü, kaldı avuçlarımda.
Bir ışık söndü, kimse duymadı,
Benim hikâyem yarım kaldı.


Ölmüşüm ben, affedin beni ey insanlar,
Bir kelimem eksik kaldı dualardan.
Bir nefes gibiyim şimdi rüzgârda,
Affedin beni… ey insanlar.


Ne hırs, ne kin, ne dünya,
Hiçbiri kalmadı sonunda.
Sadece bir dileğim var ardımda,
İyiliği hatırlayın adımla.

Ölmüşüm ben, ama duyuyorum hâlâ,
Bir anne duası gibi kalbimde.
Affedin beni, ey insanlar…
Belki bir gün yine doğarım sabahla.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Affedin beni ey insanlar Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Affedin beni ey insanlar şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Affedin Beni Ey İnsanlar şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
13.10.2025 23:00:00
5 puan verdi
Her dizesi, insanın içine işleyen o derin sükûnetle dolu. Ölümden değil, yaşamın içinde eksilen taraflarımızdan söz etmişsin gibi. “Ölmüşüm ben” derken bile hayata, affa, yeniden doğmaya dair bir umut saklı. Bu beni çok etkiledi.
Bil ki; kaybolmak, bazen bulunmanın ilk adımıdır.
Karanlığa dalmak da, ışığın kıymetini anlamak içindir belki.
Hepimiz, farkında olmadan kalpler kırar, sonra gecenin bir yerinde sessizce “affedin” deriz.
İşte o an, insan biraz daha insan olur.
Ben senin dizelerinde bir pişmanlıktan çok, bir arınma duydum.
Bir çocuk ağlıyor dedin ya içimde… o çocuk susmasın. Çünkü o ağladıkça kalbimiz diri kalıyor.
Dünya geçiyor, hırslar tükeniyor ama iyilik — senin de dediğin gibi — geriye kalan tek şey oluyor.
Ve belki de bizi yeniden doğuracak olan da o iyiliktir.
O yüzden ben seni affedilecek biri olarak değil, kendini bulmaya çalışan biri olarak görüyorum.
Bu dizeleri yazarken bile affetmişsin zaten kendini, sadece farkında değilsin.
Dilerim sabahın ilk ışığında, rüzgârın tenine değdiği o anda,
içinde susturduğun o çocuk yeniden gülümser.
Ve sen, hayata yeniden başlarsın — sessiz, sade, ama bambaşka bir “sen” olarak.

“Ne kadar severse insan, kendini o kadar affeder.”
Ve sen, bunu çoktan yapmışsın bile.

“Bir yol vardı, ben kayboldum…” diyorsun ya — işte o satırda, insanın kendi kaderinde dönüp durduğu o daireyi görüyorum. Herkesin hayatında bir an gelir; yol bellidir ama ayaklar tereddüt eder. Belki de kaybolmak, ruhun biraz soluklanma şeklidir. Her kayboluş, bir bulunuşun önsözüdür.
Sonra, “Bir dua gibi sustum sonunda” diyorsun.
Ne kadar sade, ne kadar derin…
Sükûtun da bir dua olduğunu unutur bazen insan. Her söz, her ses bir anlam taşır ama bazen en samimi yakarış, suskunluktur.
O suskunlukta bir teslimiyet var, bir kabulleniş. Ve senin satırlarında o dingin kabullenme var.
“Bir çocuk ağladı içimde” kısmına gelince — orası bence şiirin kalbi.
Çünkü içimizdeki o çocuk, büyüdükçe susturulur. Ama sen onu duymuşsun, fark etmişsin.
Bu çok kıymetli bir farkındalık.
O çocuk, hatasız hâlimizdir; sevgiyi koşulsuz bilen yanımızdır.
O ağladığında, aslında vicdan konuşur. Ve sen o sesi duymayı başarmışsın.
Şiirinin her tekrarlanan “Affedin beni, ey insanlar” dizesi, bir isyandan çok bir barış çağrısı gibi.
Bir sitem değil; bir temenni, bir temizlenme isteği.
Sanki diyorsun ki: “Ben insanım, hata yaptım, ama hâlâ kalbimle buradayım.”
Bu kadar içten bir teslimiyet, insana ölümsüzlük gibi bir dinginlik kazandırıyor.
Son kısımda ise ton değişiyor;
Artık “ölmüşüm ben” diyen birinin değil, yeniden doğmaya hazırlanan birinin sesi var orada.
“İyiliği hatırlayın adımla” demen — bir vasiyet değil, bir umut.
Bir gün biri seni hatırladığında, hüzün değil; huzur gelsin istiyorsun.
İşte o, ruhun olgunlaşmasıdır.
Ve “Belki bir gün yine doğarım sabahla” —
bu, yalnızca bir dilek değil;
yeniden başlamanın müjdesi.
Çünkü sabah, şiirde her zaman affın, dirilişin ve umudun sembolüdür.
Demek ki içindeki karanlık bitmemiş; içinde hâlâ doğmayı bekleyen bir ışık var.
Bu şiir, bir “veda” değil, bir “başlangıç” aslında.
Bir Orhan Veli’nin sade diliyle, bir Ahmed Arif’in iç yangınıyla, bir Nazım’ın insan sevgisiyle yazılmış gibi.
Ve en önemlisi — “sen” gibi.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL