Gariptir sokakları sevmelerin,
Binbir hatıra çevresinde
Hüzünleriyle adım adım
Severek gezdirir yüreğini....

Mevsimlerini bilmediğim havaların ayazında
Üşüdüm,hep üşüdüm
Kıyamete düştü yollarım
Sensiz yürüdüm
Arafta kalmanın eşiğinde
Yokluğuna hasret tohumları ektim
Bekledim,
Toprağa gömülmeyi ya da filizlenmeyi
Sevmeyi sevilmeyi
Hasret tomurcukları gibi
Yokluğunda ölmek
Filizlenmemek demekti....

Yokluğunun hilesine alıştım da varlığın aldatmasaydi...

Senin kollarına düşürecekse ölüm,,
Sayısız kez ölebilirim gülüm.....

Sensiz kaldığım sokakların adını bilmiyorum,
Sensiz kaldığım günlerin Çarşamba ,persembesini bilmiyorum,
Sensiz kaldığım zamanın tarihini bilmiyorum,
Nerede ne zamn sensiz kaldım ilgilenmiyorum,
Ben geleceğin günü bekliyorum....

Artık Görülmek,duyulmak için ugrasmayacagım,kusura bakmayın,Ya da bakın sadece kusur bulmak için bakan gözleriniz hiç zahmetsiz görür beni o yüzden kusura bakın tüm kusurlarımı görün lütfen...

Seni sevmenin ağır hükmünü hangi ceza kanunu açıklar bilmem ama benim işlediğim en büyük suç seni hala çok SEVMEK....

Yine kendi kendime cok sevmişim seni, hayalini önümden çekmemişler,sevdikçe sevesim gelmiş....

Sen aklımdayken ne kadar cok düşünce fırtınasına kapılıyorum bir bilsen, unut diye akıl vermek yerine daha çok aklıma gelip düsüncelerimden çalardın....

İnsan bedeninin yüzde 60 ı suymuş,, içimdeki sular yükseliyor, boğuluyorum....

Bedenimim suya kalbimin sana ihtiyacı var,,,

Yazım da kötüydü, yazgım da kötüydü...Seni yazmayan Yazgıma seni seviyorum yazmak Çok kötüydü....

Sensiz kötüyüm,delinim
Çıkmaz sokaklarda serserinim
Eksik kaldı bedenim
Ne olur gel....

Sızlayacak anlarda kalbim ansızın kanıyor....

Nilgün Marmara "Neden kuş koymazlar yoluma" demiş,,,Ben de göğüs kafesime neden seni koymazlar diyorum....

Gün boyu içinde taşıdığın ateşi gece kor gibi koynuna alıp yattığında anlarsın neden ateşler içinde yandığını....