0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
58
Okunma
Giyinmişsin yine en sevdiğin gömleği,
Aynaya bakıp kaşlarını çatmışsın belli ki.
Kendine “adam oldum” diyorsun içinden,
Ama ben bilirim, o bakışların ardında korkak bir kalp gizlen.
Yazmışsın altına en ağır abi sözlerini,
Bir parça öfke, biraz da gösteriş hepsini.
Gören “delikanlı” der, “dik duruşlu çocuk” der,
Ama ben bilirim, sen en küçük sevgiden bile ürkersin, gerilersin, susarsın der.
Korktun sevilmekten, çünkü sevilince çıplak kalır insan,
Maskeler düşer, duvarlar yıkılır, olur her şey yavan.
Sen ise alışmışsın rol yapmaya,
Gülmeyen suratınla dünyayı korkutmaya.
Oysa ben seni çıplak gözle gördüm,
Ne silahın, ne sözlerin, ne de duruşun örttü gerçeğini.
Bir kadına dokunmaya değil,
Bir kalpte kalmaya cesaretin yoktu senin.
Sen sokaklarda büyüdün belki,
Ama kalbinde hiç yeşermedi bir sevda çiçeği.
Delikanlılık sandın sevgisizliği,
Güçlü görünmek sandın kalpsizliği.
Bak şimdi aynada, kendine bir daha,
O çatık kaşların altında ne kaldı bana?
Bir korkak, bir kaçak, bir yalanın yankısı,
Bir zamanlar sevmeye niyet edip yarıda kalanın sancısı.
Ben sevdim, sen korktun,
Ben sustum, sen rol yaptın.
Ve şimdi herkes seni “sert çocuk” sanıyor,
Ama ben bilirim — sen en çok kendinden kaçıyorsun.