1
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
110
Okunma
Gönül payitaht-ında biçare dolaşan ey seyyah..!
Bilmez misinki buralar acının ve hüznün yeridir.
Sen istiyorsunki hemen güllük gülistanlık olsun..
Hiç yanmadan pişmeden aşk olur mu?
Aşk nedir bilir misin?
Can kulağıyla dinle beni şimdi..
Aşk; gözlerden kalbe açılan bir yoldur.
O yolda; acı var, iliklerine kadar yanmak var, gözyaşı var, hasret var, özlem var, sadakat var, umut var, sabır var,dua var.
Sen hiç un elenmeden ekmek yapanı gördün mü?
Sence pirincin taşı neden ayıklanır hiç tam anlamıyla düşündün mü?
İşte unun elenmesi gibi, pirincin taşı ayıklanması gibidir Aşk..
Aşk süzgecinden acıyı, hüznü, gözyaşlarını ve yanışları geçireceksinki, duanla sabrınla mutluluğa, sevince ulaşabilesin.
Hz.Mevlana derki; Hamdım, yandım, piştim..
Demekki yanmadan pişmiyor hiç bir şey, insan bile..
Öze ulaşmak için yanmak gerek cananım..
Aslında aşk bir hiçlikten ibarettir.
Yokken var olmak, can bulmaktır.
Bir gün Hz.Mevlana’ya sormuşlar sen kimsin diye..
Hiç demiş..
O ki hiçlikten aşka ulaştı ve yandı tutuştu deli dediler.
Oysa o bir aşıktı ve aşkından pervane oldu..
Hiç ol ki aşkın lezzetini hakkıyla yaşa ve ömür sermayen mutlulukla huzurla dolsun..
Sevgiyle...
Yazar Şair Zümra İlknur Tamaç
(9.9.2025, Salı, Bir akşam vakti)
5.0
100% (2)