Kâinat yazılır satırlarında
Zaman aynasının fikirlerinde
Halik-i zülcelal zikirlerinde
Ben kurumuş bir dal sen ince yaprak
Sen yağmur fırtına ben susuz toprak

Kıyamet çığlığı gök kavrulacak
Hakikat nuruyla dağ devrilecek
Fani ateşinden kül savrulacak
Sen kudsî nefeste ben sessiz nida
Sen mutlak hakikât ben hayâl rüya


Arş-ı âlâ titrer ism-i azamdan
Bir ses yankılanır vahiy zamandan
Faniler kaybolur gelen imandan
Sen cemâl aynası ben zerre nuran
Sen ezel tahtında ben aciz kurban


Zaman zinciri kudretle çözülür
Hakikatsiz ömür ağlar üzülür
Fâninin kalbinde hicran büzülür
Sen sonsuz denizsin ben damla gölde
Sen gök kubbe oldun ben diken gülde


Yer gök titrer isim zikrolunurken
Perdeler açılır nur dolunurken
Her nefes şahittir can sorulurken
Sen rahmet pınarı ben susuz ceylan
Sen kevser şarabı ben bir küheylan

Toprak eşiğinde derindeydim ben
Gönlünün gizlenen yerindeydim ben
Mehtab ışığında serindeydim ben
Sen ezel muradı ben fanî arzı
Sen bâkiye mihman ben aşka razı

Ne dağlar dayanır ne taş sabreder
Kudretin önünde her şey secde eder
Aşka düşen derviş ateşe gider
Sen aşkın cevheri ben yanan şule
Sen vuslat ışığı ben son meşale


Gönül deryasında sırlar çözülür
Hakikat erleri nurla bezelir
Münkir olan kalpler bir dem yazılır
Sen sırların pîri ben sırra meftun
Sen ezel meyvesi ben çölde mecnun


Cihan var olurken kurulmuş cennet
Aşka düşen âşık yol bulur elbet
Her nefes ahiret her nefes mihnet
Sen hakikatisen ben fani gölge
Sen ezeli nursun ben korum külde


Haruni yoruldu ayaklar yürür
Her nefes ölümü tadınca görür
Aşksız olan kalpler bedende çürür
Sen sonsuz hakikat ben yokluk çiçeği
Sen bâki sabahsın ben aşkın gerçeği



Harun Yıldırım

Hâlik-i Zü’l-Celâl”
Azamet ve yücelik sahibi olan Allah, her şeyin yaratıcısıdır.