2
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
141
Okunma
MÜBERRA....
Topuklarında deve dikeni bir adamla
ne işin var?
Yarım asırlık ağaç dallarının hışırtısında
ve ezgisinde gizlenemez gece;
alnını çiğneyen siyahlıktan
saklandığını mı sanıyorsun?
Dağ yanmış, kül olmuş
ama hâlâ bir hikâyesi var;
sen bir can taşıyorsun
ve bir azdan kopacak insan sesleriyle,
güneşin gül tene zafiyeti fena;
doğup doğup
batacağını biliyorsun
Tıpkı sen —
uzak hayallerimin bittiği yerlerde görünüyorsun.
Ah, Müberra!
doğurganlığın yüz karası olduğunu
kim söyledi de
her anına hatırlattı sana?
Pençesinin arasında leş tutan bir dünya
tuz gibi çürürken,
senin kokmayacağını bir bilsem
öpüp anlıma koyacağım ellerini,
ve yarım kalan hayallerini
tamamlayacağım.
Teksen değilsin ki
nere baksak
anaçlık, taş doğuruyor taş üstüne;
martıların ayakları ıslak denizin ortasında.
ve hiç umurumda değil puşluk vakti—
bankların üzeri kara,
bir kara, bir kara…
seni, bırakıyorum sana
Müberra...!
sahip çık kadınlığına...!
5.0
100% (6)