Saatin ritmik tik-tak’ları
Değişmez hızla alıp götürmekte zamanı.

Mutluluk ve coşkulu sevinçler,
Yavaş yavaş buğulanmakta yüreklerde.

Bir parkta,
Yalnız bir bank’ta
Yaşlı ve yalnız bir adam
Dalından düşen bir kuru yaprakta
Yaşamının geçmişini düşünerek
Hayatının akışını sorgulamakta.

Yanı başında
Yaprakları kurumuş kırmızı gül dalında
Bir küçük ardıç kuşu
Coşkulu mu,coşkulu
Sanki kapı eşiğindeki hazan’a
İnceden bir serenat yapmakta.

Yaşlı adamın gözlerinde
Sarıdan,kahve rengine dönen hüzünler
Ve geçmişine özlem
Esen rüzgarın kanadında.

Uzayıp giden gölgeler
Ve aklında,yarım kalmış sevgiler,
Bitmemiş yarım cümleler.

Mevsim,coşkulu bir yazdan
Dingin bir hazan’a kaymakta.

Göçmen kuşlar yavaş yavaş
Yeni umutlara,
Sıcak diyarlara kanat çırpmakta.

Gökyüzünde ipeksi bulutlar,
Çoktan yelken bastı Ağustos
Meltem’si çırpıntılı Eylül denizlerine.

Güneş artık
Hazan kızılı koynunda,
Akşamın ufkunda batmakta.

Geceler
İnadına çakır mı,çakır
Sakin ve dingin uyumakta
Yıldızlı semanın koynunda.

Başımı kaldırıyor
Yıldızları seyrediyorum
Gecenin bir vaktinde
Yine bir yıldız kaydı,niyetlerin ufkunda.

Bir buruk hüzün girdi içime
Tarifsiz bir sükûn
Ve hisler tortusu çöktü kalbime
Belki de...belki de
Hazan düştü yüreğime...

Tuğal KÖSEMEN

Şair dostlardan esintiler ; Teşekkürler dostlar.

Göz kapaklarında geçmişin rengi
Ve ceplerinde çocukluk kokusu.
Her soluk,bir veda gibi
hazanla örtülüyor içi.

Rüzgârda ihtiyar
Ve kaldırım taşlarında yürüyen her anı
biraz daha silik,suskun.
Sessizlikle konuşuyor gökyüzü.
Ve yaşlı adam
kaybolmuş bir şarkının
en kırık nakaratında dinleniyor.
....... _ Tesbih _

Dallar suyu çekmiyor
Yapraklarım sarardı
Ömrüme Hazan düştü
Hayallerim karardı.

Bu gün mevsim Sonbahar
Tam ömrümün yaşında
Dağlarıma kar yağdı
Kalbim aşk telaşında.
.......hosoglu