3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
135
Okunma

IHLAMUR AĞACIM
Kokusunu düşlerimin
üzerine bırakmış
Görkemli bir ıhlamur ağacıyla
Hesabımı görmeye geldim bu akşam.
Kimse kınamasın beni
Çocukluğumun en güzel yanıydı
Salkım saçak asılan
boğum boğum beyaz çiçeklerinin
Ruhuma bıraktığı iz.
Ah ıhlamur ağacım ah
Çocuk ellerimle diktiğim
Birlikte büyüdüğüm
Gördükçe hüzünlendiğim
ihlamur ağacım.
Hayatıma şahitliği
Yüreğimi acıtsa da,
nasılda korumacı
dallarıyla sarıp sarmalıyordun
huzurlu evimizi.
İçinde en sevdiklerimizle.
Boyası solmuş,
pencereleri dışarıdan demirli
camlarının kenarları
ahşaptan.
Yukarıya doğru sürgülü.
Yağmuru izlemek nasılda güzel ve huzurluydu.,evimizin penceresinden.
Eski kocaman anahtarıyla kilitli kapının eşiğine oturdum.
Hafif esen rüzgar getirirdi kokusunu yine mis gibi.
Ne güzel yıllardı,
Sadece koşup oynamak
Meyve ağaçlarına tırmanıp
Ağaçların üzerine oturmak.
Kirli paslı ellerimizle
Üzerimize silip silip
Koparıp yedigimiz,
lezzetinden ağzımız suyu aka aka
dudaklarımıza bulaşan her bir meyve kokusunu hâlâ hisseder gibiyim.
Huzurun adresiymiş çocukluğumuz.
En sevdiklerimizle..
Zaman ilerledikçe,
Ne çok şey eksildi hayatımızdan
Ne insanlar tanıdık
Şimdi hiç biri yoklar.
Habire eksiliyoruz.
Sonrasını bilmediğimiz,
girdap içinde hayatımız.
Giden dönmüyor ki
dönmüyor.
Hüzünleri bırakıp gittiler,
bizlere zarar gelecek diye akılları çıkanlar.
Arkalarına bile bakmadan çekip gittiler.
Dünyaya düşen birer yağmur damlası gibiymişiz her birimiz,
yüreklere ekilen tohumları sulayan.
Kimileri kötülüğünü besledi, kimileri iyiliğini.
Umarım iyilikleri besleyenlerden olmuştur yüreklerimiz.
Sabaha durdu yine zaman
Ezan sesleriyle yarışıyor kuş sesleri
Bahar yüzünü iyice göstermiş
Rengarenk çiçekler sarmıştı
Dört bir yanımızı.
Evin bacasından gökyüzüne yükseliyordu sobadan çıkan isli duman.
Fokur fokur kaynayan suyun sesiyle
karışık çaydanlığın demi ayarlanmıştı çoktan.
Ne güzeldi sabah kahvaltıları.
Kimse itiraz etmezdi sofraya konulan ne varsa.Tek çeşit bile olsa mutlu etmeye yeterdi.
Ah ıhlamur ağacım
Yürek yoksullugumuza inat
Her bahar bizi mutlu etmeyi nasıl da başarıyordun.
Herkes bırakıp gitmiş seni
Sen serpildikçe serpiliyorsun.
Nasıl başarıyorsun böyle haşmetli yaşamayı.
Hiç vazgeçmedin bizi beklemekten.
Gölgende oturmayı özledim
Sırtımı sana yaslamayı
Kokunu içime içime çekip
Gözlerimi kapamayı,
annemin sesiyle irkilmeyi özledim.
Şimdi herşey çok eksik
Herşey biraz yarım
Ve yarım kalan herşeyi
Tamamlayacak
yaralarımızı iyileştirecek
birilerine göre var olan,
bizim için olmayan
anne sesi yok artık.
Yok işte.
##Elif Ümit Çetin##
##12/05/2024##
5.0
100% (7)