1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
124
Okunma
1
Yağmur,
şefkatle damlarken
karanlık şehrin damlarına,
usulca seyrederken
evlerin hüzünlü camlarında,
elimi uzattım pencereden.
Aldım avucuma.
Acı bir gülümseyişle baktı bana.
Bir şeyler geveledim — anlıyordu beni.
Sustum — dinliyordu.
Vedalaşırken anlaştık:
yeniden selamlaşacaktık.
Ey usul usul yağan yağmur!
Ardına bak...
Dokunduğun yerler mağmur.
2
Gel ey yoldaş, kulak ver!
Usul usul yağan yağmur ne der:
“Şefkatim kâfidir hepinize.
İster kokla beni içine,
kalbinde açılsın bir pencere.
İster temaşa et keyifle,
bakışların israf olmaya.
İstersen al avucunun içine,
sırdaşın oluram.
Ya da gel ey dost,
dinle:
dokunduğum her nota
Allah der.”
5.0
100% (3)