1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
137
Okunma
Söz gümüş, sükut altındı
Vuramadım yüzüne yüzsüzlüğünü
Yüreğin yüzüne benzemiyordu
Ve ben en çokta orda aldandım
Beni en çok nerde ağlattın
Biliyor musun?
Tenhasında düşlerin,
Gece yarılarının,
Sessiz yalnızlığında sokak lambalarının,
Karanlığı aydınlatan yanışımı
Ateş böcekleriyle aldattığında
Ateşimi görmeyeşin,
Duymazdan gelişin...
Beni en çok nerde üzdün
Biliyor musun
Gidişin...
Bir inat uğruna bir hiç uğruna
Basa basa mecalsiz ruhumun onuruna
Kamburu doğrulmaz bir sevda bıraktın
Bir de üstü kapanmaz derin bir yara
Beni en çok nerde kırdın
Biliyor musun?
Dallara söz vermiş baharda
kupkuru bırakarak mevsimi bir kenarda
Ben sana bir meltem gibi
ılık ılık estim oysa..
Sense deli rüzgar gibi kaçıp gittin hep
Önce kalemini kırdın şair gönlümün
Sonra şiirlerini yaktın bilhassa
Beni en çok nerden vurdun
Biliyor musun
Hasretini taşıyan kalbimden
Göğsünden sevdamın, umutlarımın
Hülyasını yıktın duygularımın.
Sen beni en çok nerde yaktın
Biliyor musun
Sustuğunda giderken
Unuttuğunda,
Adımın harflerini ezberinden silerken
Çok kolaymış gibi hoşçakal derken
Sen...
Beni en çok nerde öldürdün
Biliyor musun
Koynunda başkasının,
Teninle, şefkatinle,
Sesinle, nefesinle,
Bir yabancı olurken bilinmez adresinle
Uzaklığınla öldürdün beni
İhanetinle.
5.0
100% (4)