Gecenin ulu sessizliğine
ne vakit yenilmiş gözlerim bilmiyorum.
doğum süreci başlamış
bir kadının bedenine bürünmüş hayallerim
çığlık çığlık kalbimin sesine
koşuyorum
sende orada var mısın?

Ve
kan pırtısının içine ellerimi daldırıp yüzüme sürdüğümü
ve sonra kendimi yüksek bir dağın yamaçlarında
hırıltılı bir şelalenin altında buluyorum
icat makamın
tanrıların
suyun azizliği kendine
sende orada var mısın?

Çatık kaşlı sevdaların yerine,
yenisini koymayı beceremem
sadece kırmızının
bu kadar suyun rengine yakıştığını izliyorum
kör niyetine ışık isteyim var gibi
sende orada var mısın?

…Ah o hayallerim yok mu?
yine ettiğini bana etmiş
bir ağaç dalında kopan yaprağın ucuna sırnaşıyor
yeşil dal hikayem başlasa da
bitmiştir..
sende orada var mısın?


Toprak ,çıplak
göğün-göğsü yağmura siftahsız
ve kar, borana
dilim ben gibi düş kurana çıplaklığı anlatırken
ateşler içinde kül sevişmelerden
ak çıkılmışım
sende orada var mısın?


Ayaklarımın altında sevgi taşlarının
yerini beğenmediğine
o kadar ısrarcı ki
düşüyorum ıslaklığı bu kadar bana yakıştıran
gözyaşımın kenarına
kendi korkularına yenilenin ayıbını
önce sol tarafıma yığdım
sonra sağ tarafıma
sende orada var mısın?


Ana dilimin oğlu kaç mevsim sonra geleceği
bilmemek
çok kötü bir beklenti

Seni tanımadan önce
aşk diye devler cüceleri yuttu
kimsesizliğe bir cenk kurulsa
ben varım
sende orada var mısın?...

09-18-2025
ist