8
Yorum
23
Beğeni
5,0
Puan
311
Okunma

Hidrosfer sistemi nasıl ki yeryüzünü dönüştürür, besler ve yenilerse; toplum da bastırılmış duygularla, biriken öfkelerle, sızan bilinçle ve yeşeren erdemle kendi döngüsünü yaşar. Şiir bu süreci gözlemlemekle kalmaz, bir çağrıya dönüşür: “Beni duy, benimle dol; kaynağım ol bu defa.”
Su, sadece yaşam değil; değişimdir. Ve bu değişim, dışarıdan değil, içeriden başlar.
Yitiyorken sesimiz ısınır cehaletle,
Beni duy, erozyona uğramadan bu defa.
Buharlaşıyor gizli nefretler, ferasetle
Beni duy, erozyona uğramadan bu defa.
Sözcükler birikiyor dillerimiz susunca,
Düşünceler donuyor, gönüller de pusunca.
Yoğunlaşırken kinler uzaklaşıp küsünce
Beni duy, erozyona uğramadan bu defa.
Dökülüyor öfkeler, adalet gecikince,
Toplum yağmur oluyor çiselerken işkence.
Her damla birer insan, toplanıyor ömrünce
Beni duy, erozyona uğramadan bu defa.
Bilinç gelip toprağa işliyorken derinden,
Vicdanlar ki sızmakta bir çatlağın içinden
Kimseler görmese de arınıyor kirinden
Beni duy, erozyona uğramadan bu defa.
Birikirken geçmişin suskun tecrübeleri,
Hatalar bir göl olur, kabarır cezbeleri.
Unutmak kolaysa da acıtır darbeleri,
Beni duy, üstüme yağ; çürütmeden bu defa.
Kök salan bir erdemle yeşeren yarınlarken
Derinde birikenler çatlağı saranlarken
Kaynağında gün yüzü görenler erenlerken
Beni duy, benimle dol; kaynağım ol bu defa.
5.0
100% (13)