3
Yorum
28
Beğeni
0,0
Puan
298
Okunma

Ben,
adını unutmamaya yeminli
bir suskunluk peygamberi.
Ağzımda mühür,
dilimde yarım kalmış vedalar taşıyorum.
Kalbimin en tenha köşesinde
bir kadın oturuyor,
dizlerinde kırık saatler,
gözlerinde tül gibi sarkmış hayaller.
O kadın benim.
Geceleri,
tenimde uyumayan yıldızlar yanıyor.
Sana yetişememiş çocukluğumu
avucumda avutuyorum.
Bir dua gibi öksürüyor içimde yalnızlık:
Kimsesiz bir sesin mezarıyım artık.
İçime konuşuyorum hep:
"Gelmesin," diyorum,
"gelse ne olur, gitse neye yarar?"
Kendi iç sesime bile tembihliyim;
onu anlatan her cümle yarım kalsın.
Bir zamanlar adını
suya yazacak kadar inanmıştım.
Şimdi ise
taşlara kazıyorum.
Su siler, taş saklar.
Bak,
sensizlik büyürken içimde
bir vatan gibi sınır çiziyor acılar.
Dudaklarımdan düşen her "keşke"
bir göçmen kampı oluyor yüreğimde.
Ve ben artık,
bir mevsime bile ait değilim.
Ne yaz sevinci, ne kış huzuru.
Ben içimde sürekli sapan
bir ilkbahar sancısıyım.
Ayna kırıklarıyla konuşan biri için
sessizlik bile fazladır.
Bana artık
hiçbir harf iyi gelmiyor.
Çünkü ben,
en çok sustuklarımda
öldüm sana.
Bir şehrin dışına atılmış bir cümle gibiyim artık.
Nereye varsam,
kendimi terk edilmiş bir paragrafın ortasında buluyorum.
Ne başı var yaşadıklarımın,
ne bir son satır.
Zamanın sırtı dönük bana
bütün saatler eski yaralara kurulmuş çalar saat gibi.
Hep aynı anı çalıyorlar:
Gidişin.
İçimde hâlâ kırık dökük bir çocuk odası:
duvarlarında senin sesin asılı,
penceresinde rüzgâr değil,
"neden?" dolaşıyor.
Ben artık
bir ismin gölgesinde yaşamaktan yorgunum.
Kendime "kim" desem,
adını yankılıyor içim.
Senin adın,
bana benliğimi unutturan bir sessizlik sarkacı.
Sustum.
Ama sustuğum yerden
bir kadın doğurdum kendime:
kırılgan değil,
kırılmış ama hâlâ ayakta.
Konuşmuyor belki,
ama gözleriyle devrim yapıyor suskunlukta.
Çünkü bilirim,
bazı kadınlar
haykırarak değil,
susarak kurar kendi vatanını.
Bir kelimeyle değil,
bir bakışla sınır çizerler.
Ve ben şimdi,
bir harfin kıyısında değil,
bir kıyametin ortasında yaşıyorum.
Senin yokluğunla barış değil,
ateşkes bile imzalamadım.
Beni en çok
susarken yanlış anladılar.
Konuşmadığım her acıyı,
unutmuş sandılar.
Oysa ben,
acıları unutmadım...
onları içime katladım,
bir kefen gibi
her sabah yeniden giydim.
Bir selam bile vermedim geçmişime.
Çünkü bazen insan,
“merhaba” derse
yeniden başlar sanır.
Ben hiçbir şeye başlamadım.
Sadece
kalmayı seçtim.
Gitmeden,
kaçmadan,
dimdik kalmayı...
Kulağımda hâlâ
kendime fısıldadığım o tek cümle çınlıyor:
"Korkma, kimse bilmeyecek nerenden kırıldığını."
Şimdi ellerimi nereye koyacağımı bilmeden yaşıyorum.
Bir yanım hâlâ seni özlüyor,
bir yanım ise çoktan
mezar taşını o yitik “biz”in üstüne dikti bile.
Ve bil ki,
bir gün gerçekten dönersem
kendime
sana dair hiçbir harfi almayacağım yanıma.
Çünkü artık
sen bir zamanlar sevdiğim değil,
sessizliğimin cenaze namazı oldun.
Peri Feride ÖZBİLGE
30.07.2025