Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Hamdioruc
Hamdioruc

Mezheblerin varlığı delil

Yorum

Mezheblerin varlığı delil

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

86

Okunma

Mezheblerin varlığı delil

Mezheblerin varlığı delil

Neye delil mi ayet-hdis icma-kıyas tali delillrdendir ana delil Allahtır esmasıdr sünetullahtır...yaşamışlıklardır vahyi tfsirde ve hukuk çıkarmakta yani fıkıha…

Hz Muhammed peygamberlerin de serveridir bu makama tevbe ile erişti...Tevvaba katkılı ol...manevi yürüyüşten kasıt tevbedir ilimdir marifettir...Hızır hz musadan daha marifetliydi ve şeriati de üstündü...marifettir ölçü

Kader irade...Allahın ilminin ürünüdür "Kaderi inkar etme" Allahın diğer esmalarının da ölçüsü sebebi ilmidir...İlmi onu Rahman kıldı ilah kıldı kahhar kıldı latif kıldı...Okku marifetin artsın yani euzulu ol...tefsir için ilk şart ilimli olmak marifetli olmak hikmet sahibi olmaktır...Allah alimdir ilmin kadar anladın vahyi...

İlim kadardır tevvaba sığınışın bak Gazzeli"el-Galibe asi"sorsan şehadetli...ve esmalara yani Allaha teslim ve örtüşmüş yani Allahla yani biz olmuş Allahla...Elektiriksiz kabloya fişi taksan elektirik gelmez İlim ilahi elektiriktir...peygamberleri vahiyle ilim sahibi kıldı Allah ve teslim oldu peygamberler...nefsi sıfır kıymette gördüler...felsefeyi sıfır saydılar iştişaredir felsefe...Vahiy tefsiri farklıysa felsefeye insan aklıyla istişareye "ortak akla" kıymet verdi peygamberimiz de...

Mezheblerin varlığı delildir...Vahiy farklı anlaşıldı...Esmaya kölelik esaslıdır vahiy bakışı ile tefsir et. esmaya kölelik ölçülü

İştişare yani felsefe "Laiklik de felsefik okuldur"iştişare okuludur ama Fransız okulu gibi uygulanmıştır Türkiyede...Batı aklını kutsadı Türkiyedeki laikler...sunnilik de Arab aklını kutsadı şia da fars aklını hz Ali aklını kutsadık deseler de...aklı kutsamaktır felsefe peygamberimiz de iştişare etti yani akıl akıldan üstündür dedi aklı kutsadı...Türkiyedeki laiklerin yaptığı aklı kutsama değil...Batıcı aklı kutsamadır...Türk zekiydi hani...Üstün akıllıydık hani...

Felsefe yani iştişare...de kıymetlidir..laiklik de kıymetlidir ama türkiyedeki laikler batının aklını ululuyorlar…

İstişare, insanın onur ve şahsiyetini korur. Onun şahsına ve fikirlerine verilen önemi gösterir. İstişâre, makul, sahih ve meşru olmayan yol ve yöntemlerden bireyleri ve karar yapıcıları muhafaza eder. İstişâre, psikolojik iknâ sağlar ve alınan kararlarda pişmanlık ve vicdanî tahribatı önler.

Laikliğe insanın ortak aklına veya üatün akla düşman olma Türkiyede ki laiklere mezcuplara düşman ol...Batı aklını yeterli görme ne arab ne fars nede batı aklını ulu ve kutsal görme ama ulu akıllılar var...dünyanın her yerinde...

Üstün aklı ulu aklı aramaktır laiklik de felsefe de...ve ara çünkü mezheplere de ırkçı akıllar baskı yapmış oluşurlarken...İştişare farzdır...icelemek farzdır...araştırmak farzdır hileleri görmek farzdır...ulaşmak veya yaklaşmak için ehline sormak, danışmak, görüş alışverişinde bulunmak, fikir almak ve birlikte karar vermektir...Fransızın aklı ulu da türkün aklı gericilik mi veya mezhebi veya dinden anladıkları...

İnsan sosyal bir varlık olduğu için yaşadığı toplumda diğer başka bireylere ihtiyaç duymaktadır. Toplumun diğer bireyleri ile kaynaşan kişide birlik şuuru doğar ve bütüne bağlılık hissi artar ve karşılıklı sorumluluk bilinci inşa edilir. Böylelikle insanlar bir sorun çözerken diğer insanlardan yardım almak durumunda kalır...

Hz. Peygamber’in hayatına baktığımızda savaş, barış ve gündelik işlerle ilgili birçok istişare
örneği ile karşılaşmaktayız. 6 O, Ebu Hureyre’nin rivayetine göre ashabıyla en çok istişare
edendi.7 O, vahyin gelmediği durumlarda ashabıyla istişare etmiş ve oradan çıkan hükümlerle
amel etmiştir. Böylelikle danışmanın ve fikir alışverişinde bulunmanın bir ilke olarak
benimsenmesini istemiştir. Nitekim Peygamber de olsa etrafındaki insanların görüşlerine öne vermiş ve bu görüşler teorikte kalmayıp bizzat pratiğe dökülmüş Laikliği seçmek de iştişarenin ortak aklın kararıdır...yani felsefik bir haldir...Vahiy mezheblerin ırkçılığına uğramışsa...laikliği seçmek daha ehven-i şer...Bozuk mezheb ırkçı mezheb de İlahi seçim değil çünkü...Ezan kararı da iştişare ürünüdür laiklik kararı da ama laikler batı hayranı...

Namaza Nasıl Çağrılacağı Hakkında Yapılan İstişare Namaz, kul ile Allah arasındaki bağı temsil etmekte olup ibadetin zirvesi olarak
nitelendirilir. Müslümanlar günde beş vakit namaz kılarak Allah’a olan ahitlerini sürekli taze
tutarlar. Diğer bir ifadeyle kulluk bilincinin en üst safhası olan namaz kulun Allah ile iletişime
geçtiği, huzuruna çıktığı yüce bir eylemdir. Ezan da bu yüce eyleme davet eden bir çağrı olarak seçildi...Laiklik İslam mezheblerinin ırkçı oluşu laikliğe iter toplumları...Ulu aklı seçimi veya vahyin öğrettiği çözümler seçilmeli...Batı hayranı bizdeki laikler...Al mezhebçiyi vur laike al laiki vur mezhepçiye...Ulu akıldır imam veya doğru anlaşılmış vahiy...diğerleri ehven-i şerdir veya ehvendir...Rıza-sevab... kazandırır mı belki... seçimlerimizin çünkü insan aklı ancak ehven-i şerri ve ehveni anlar...Rıza ve sevab nerede belirleyemez...

Bedir Savaşında Yapılan İstişareler Bedir savaşı Allah Resulü’nün savaş stratejini ve askerî dehasını anlama adına oldukça
önemlidir. Müslümanlar bu savaşla birlikte Mekke müşriklerine karşı ilk zaferlerini elde etmiş
ve İslam’ın tanınmasında ve intişar etmesinde bu savaşın büyük bir katkısı olmuştur. Bu savaş
ile birlikte Müslümanlar ilk defa resmi bir güç olarak tanınmış ve Arap kabileler arasında
İslam’ın nasıl bir din olduğuna dair ciddi yönelimler baş göstermiştir. İslam tarihi açısından da
bir dönemeci temsil eden Bedir gazvesi birden çok istişare örneğini kendi bünyesinde
barındırmaktadır. Bedir savaşı öncesinde, savaş esnasında ve savaş sonunda Allah Resulü
Müslümanlarla durum tespiti yapmak ve olaylara yön vermek adına istişarede bulunmuş ve
bunun sonucunda birtakım kararlara varılmıştır. Bu istişarelerden biri savaş başlamadan önce
gerçekleşmiştir

Kur’ân-ı Kerîm’de istişâre ile ilgili iki sarih âyet de mevcuttur. Bunlardan birincisi Mekke’de nazil olan ve istişârenin önemine binaen “Şûrâ” adı verilen sürenin 38. âyetidir. İkincisi ise, Medine’de Uhud savaşı neticesinde indirilen Âl-i İmrân sûresinin 159. âyetidir.

Türkiyeye laikliğin gelmesi ortak seçim değildi...seçim ve kamu oyu alınmadı...Ortak karar değil ulu aklı imam kıl...ama Ulu akıldan ulusu var de "Akıl akıldan üstün"çünkü...Batıyla örtüşmek istiyor türkiyedeki laikler...İştişarenin ürünleri bazen zarar getirir...UHUT iştişaresi zarar getirdi...Ulu akıl arayışıdır felsefe...ve iştişare ise...iştişare ile yapılan seçimler şartlar değişince değişmeli yeni bir iştişare güncel istişareye gerk var der her akıl...

Miras ayeti adil mi sadece hz cabirin mal paylaşımında adil...Türk kadını erkeği gece işine koştuysa gündüz işini seçti...erkeği kadar emeği var...Adil değil bu ayet başka mal hikayelerinde...yani ayetler bölgesel ve tarihsel tefsirlere mahkum edilmemelidir esası ayetlerin esmadır çünkü esmaya köleliktir ayetlerin zorunlu tefsiri bu esmalara kölelik esaslı tefsir edilmemiştir ayetler yani mezhebler hatalıdır...akıl da mezhebler de hata yaptı...Ulu akıl da mezhebler de rıza ve sevabı teşhis edemediler...Yeni iştişare gerek tefsirleri yeni istişarelerle yazalım fıkhı da...ve esas alınması gerken esmalara kölelik olsun rıza teştis edilsin tarihsel ve bölgesel tefsirlerden arındırılsın artık mezhebler de laiklik de batı hayranlarının baskısından kurtulmalıdır...

Ya iştişare ile ulu aklı ara ve onu imam seç şia ali soyunun aklı ulu dedi...Sunnilik arab örfü ulu dedi...Rıza ve sevab nerede tesbit ve teşhis edilemedi hala yeni iştişareler şart...arab örfü bölgesel ve tarihseldir ama yaetler kıyamete kadar adilliğe hizmet etsin esmaya hizmet etsin İşte gazzeli"el-Galibe"köle olmamanın vebalini keffaretini sonucunu ödüyor...hz İbrahim de ödeyecekti ama Lütfuyla muamele etti Allah hz İbrahime ama gazzeliye kahrıyla muamele ediyor...şehit olan ahirette kurtulacak kahırdan dünyada tevbe etsende kahırdan kurtuluş yok asi olduk de ey gazzeli değilse ahirette de kahırdasın...el_galibdi Allah" neden köle olmadın neden nüklerin yok müşrikin bile var gericisin Gazzeli...İhlas bu değil...Yan gel osman dedi yattı deden ey Gazzeli...dedesi koruk yemiş torunun ağzı kamaşmış"diye bir ata sözümüz var bizim dedenin yanlışından kurtul nüklerli pakistanı halife ve imam tanı her işinde...parayı harcanken ona sor...savaş kararı alırken ona sor...İrana değil İran Ali soyunun aklı ulu der ama hz Ali şehit-Hz Hasan-Hüseyin şehit...hadi şehit olsunlar "Ya galib ol ya şehit der hz Alinin aklı...Neden asimile olmayı seçtiler hz Alinin aklına da asidir iran...Ey Gazzeli tevbeni yap İrandan dön Pakistana...aklı İranı asimile oluşa götürüyor bak Pakistan nüklerli ve her gücü isterse ya durdurur ya yok eder..."El_Galibe "asi olmayan tek ülke Pakistan...secdeli El-Galibe namazı kabul olacak tek ülke Pakistan...

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Mezheblerin varlığı delil Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Mezheblerin varlığı delil şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mezheblerin varlığı delil şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL