25
Yorum
48
Beğeni
5,0
Puan
415
Okunma

Arif’i, arif anlar, arif olmayan bilmez
Ağır söz oturur ya, boşluk söz ile dolmaz
Ders vermezse, yazılan, kimse de ibret almaz
Biz ki söz ustasıyız, şiir bunun örneği……Aşık Lüzumsuz
Bir hüzün havası var
Kentin sokaklarında
Dört haneli bir peşrev
Etkiliyor derinden
Hele teslim hanesi
Canımı çok yakıyor
Derdimi gülzâarım da niye ararsın tabip
Aşk benim yüreğimde, bil ki derinumdadır
Hayıflanarak geçti
Ömrümün her bir günü
Sevda insan ruhuna, nakşedilmiş, işlenmiş
Arasan da bulunmaz, sanma bedestendedir
Gül dalında kuş sesi
Hazin hazin seslenir
Bu nasıl sevdadır ki
Aşk yağmuru yağarken
Sırıl sıklam ıslanır
Ayaz kesmesin ruhu, umutlar kararmasın
Güçsüz gördüğün beden, cism-ü natüvanımdır
Ara nağmesinde saz
Neler anlatır neler
Dilerim ki gönlüne
Değmesin elem keder
Kanun nasıl da inler, nağmeler dökülürken
Kendimden geçmek ise, tarifsiz dermanımdır
Giriş taksiminde keman
İnim inim inliyor
Seven yürekte özlem
Hasretin acısı var
Gurbet akşamlarında
Bir sevda sancısı var
Dertli bülbül şeyda dır, şakayık’ın dalında
Aklım başımdan alan, yar dumansız, hârımdır
Ne aradın ne sordun
Kentten gittin gideli
Unuttuğun şehirde
Benim kalan sevgili
Niye bırakmıyorsun, söyle sendeki beni
Aşk denilen o duygu, bitmeyen hüsranımdır
Süzülürken göz yaşı
İner iken yanağa
Bir mahur beste gibi
Pür dikkat kesilirim
Akıp giderken zaman, sabır, sükun bitiyor
Sen diyor ağlıyorsam, benim ah-ı zarımdır
Sen bitti desen bile
Bende ki aşk bitmiyor
Mantık, akıl yetmiyor
Aşk ta mizan tutmuyor
Ne umutlar besledim, büyüdü de görmedin
Unuttuğun bu şehir, gör artık mezarımdır
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ŞİİRDE GEÇEN-ETEK YAZILARI
PEŞREV : Saz eserlerinin arasında en büyük form Peşrev’dir. Peşrevler, Hane adı verilen bölümlerden kuruludur. Çoğu zaman dört haneden meydana gelir. Her hanenin sonunda Teslim adı verilen bir bölüm bulunur. Peşrevler büyük usûllerle yapılmışlardır. Bazı eski peşrevlerin üç haneli olduğu bilinmektedir. Ancak bu tür peşrevler tutulmamış ve terk edilmiştir. Ayrıca teslimi olmayan peşrevlere de rastlanılmıştır. Türk müziğinin icra biçimlerinden biri olan fasılların repertuarındaki ilk sırada peşrev çalınır.
GÜLZAR : gül bahçesi
DERİNUM : İç, gönül
HAYIFLANMAK : acımak, üzülmek, yazıklanmak, yerinmek.
NAKŞEDİLMİŞ : Süslenmiş, sureti çizilmiş, oyulmuş şey
BEDESTEN : İçinde kumaş, mücevher, silah ve benzeri değerli eşyanın satıldığı kapalı çarşı.
HAZİN : Hüzünlü, kahredici, yıkıcı
SIRIL SIKLAM : Kuru yeri kalmayan
CİSM-Ü NATÜVAN : aşktan, sevdadan, muhabbetten güçsüz düşmüş bünye.
ARA NAĞME : Bazı eserlere başlanırken hemen girişte, yalnız sazların çaldığı küçük bir bölüm bulunur. Buna Giriş Müziği veya daha yaygın bir deyimle "Aranağme" adı verilir. Bir eserin başında olduğu kadar, ortasında ve sonunda bulunan aranağmelere de rastlanır. Eski eserlerin birçoğunda aranağme bulunmazdı. Günümüzde ise aranağmesiz pek az eser şarkı yapılmaktadır.
TAKSİM: Tek bir sazla, makamların ses dizileri üzerinde dolaşmaya Taksim adı verilir. Bu formun batı müziğinde karşılığı "impruvize"dir. Taksim, bir saz eserine veya bir şarkıya başlanılmadan evvel icra edilecek makamın seslerinde, daha önce bilinen veya doğaçlama olarak kurgulanan nağmelerle seyir yapmak (dolaşmak) tır.
Taksim yapılırken girilecek makamın güçlüsü (dominant), asma kalışı (Semi tonic) ve durağı (tonic) bilhassa belirtilir.Şu halde Taksim, usûle (Ölçü, ritim) uyulmadan icra edilecek eserin makamına, usûlüne ve üslûbuna uygun bir şekilde, bir seyir yapmak anlamında da kullanılmaktadır. Türk Mûsıkîsin de bir eserin icrasına geçmeden önce taksim yapmak adet olmuştur. Giriş taksimi, ara taksimi, son taksim, geçiş taksimi, fihrist taksim gibi çeşitleri bulunmaktadır.
ŞEYDA : Tutkun, vurgun, aşkı için deliolan
ŞAKAYIK : Yaban gülü
HAR : Aik ateşi
SAZ SEMAİSİ: Fasılların en sonunda çalınan saz eserine verilen addır. Peşrev gibi, saz semaileri de dört haneli olarak bölümlere ayrılır. Her hanenin sonunda teslim. bulunur. Saz semaileri, peşrevlerin aksine küçük usûllerle ölçülmüşlerdir.. İlk üç hane, peşrevler gibi giriş, geçki gibi özellikleri yansıtır. Dördüncü hane ise serbest olup melodi ve usûl yönünden bestekârın arzusuna kalmıştır. Saz semaileri fasıl sonlarında çalınabildiği gibi, müstakil saz icralarında da yer alabilir. Saz semaileri ritmik ve serbest bir yapıya sahip olduklarından bestekârların daha çok üstünde durdukları bir form olmuştur.
HAR : Aşk ateşi
PÜR DİKKAT KESİLMEK : Aşırı hassasiyet göstermek, dikkatten kaçırmamak
SÜKUN : Sessizlik, sakinlik
MİZAN : Vicdan muhasebesi, adalet
5.0
100% (37)