35
Yorum
83
Beğeni
5,0
Puan
915
Okunma
.
Bir Yüzyılın Yankısıyla
I. Bölüm – Bir Cumhuriyet Çocuğunun Kalbinden
Mustafa Kemal Paşa’m,
Bu satırları sana, bir yüzyıl sonrasından, yüreğimiz hâlâ sana bağlı, gözlerimiz hâlâ senin ufkunda, bir milletin çocuğu olarak yazıyorum.
Sen Samsun’a ayak bastığında ben yoktum ama ayak izlerin hâlâ bu toprağın nabzında atıyor. Senin kelimelerinle büyüdük: “Özgürlük”, “Cumhuriyet”, “Eğitim”, “Kadın”…
Bugünlerde her şey biraz karışık. Ama senin bıraktığın izler hâlâ pusulamız.
Sana minnetle değil yalnızca;
sana özlemle, hayranlıkla, sorumlulukla bakıyoruz.
Ve çocuklarımız…
Senin adını bir bayrak gibi değil
bir ışık gibi taşıyorlar yüreklerinde.
II. Bölüm – Bir Kadının Dilinden
Paşam,
Bize sadece oy hakkı vermedin,
ses verdin, ad verdin, varlık verdin.
“Kadınlar omuz vermeden bu millet yürümez,” dedin.
İşte biz şimdi, hem çocuk büyütüyor,
hem senin hayalini büyütüyoruz.
Anadolu’nun her köşesinde
bir kadın, kendi adını taşıyan bir hayata uyanıyor her sabah.
Benliğimiz artık gizli değil;
biz senin emanet ettiğin yüzyılın kadınlarıyız.
III. Bölüm – Bir Çocuğun Kaleminden
Atam,
Ben seni hiç görmedim.
Ama okulun bahçesinde senin heykeline her sabah “günaydın” diyorum.
Öğretmenim seni anlatırken gözleri doluyor bazen.
Ben de büyüyünce senin gibi olmak istiyorum,
savaşsız ama umutlu,
karanlıksız ama yıldızlı.
Bana Cumhuriyet’i bıraktın ya,
ben de onu düşürmeden taşımaya söz veriyorum.
IV. Bölüm – Bir Köylünün Gönlünden
Paşam,
Traktörüm çalışırken aklıma sen geliyorsun.
Bir zamanlar kara sabanla sürüyorduk tarlayı,
şimdi senin öğrettiklerinle
göğe bile bakar olduk.
Köy Enstitüleri’ni kapattılar,
ama senin tohuma ektiğin o fikir hâlâ yeşeriyor bu toprakta.
Sen rahat uyu.
Bu köylü, artık sadece milletin efendisi değil,
senin düşlerinin bekçisi.
V. Bölüm – Zamanın Ardından Bir Ses
Yıllar geçti,
tarihler değişti, hükümetler değişti,
ama senin fikirlerin hâlâ
bu milletin harcında, su gibi, hava gibi.
Ey yüzyıllık ışık,
biz hâlâ senin koyduğun taşın üstüne
bir harf daha yazmaya çalışıyoruz.
Yorulduk bazen,
ama unutmadık.
VI. Bölüm – Hep Bir Ağızdan: Halkın Mektubu
Ey Paşam,
Seninle büyüyen, seninle dirilen,
seninle okuma yazma öğrenen bir halkız biz.
Senin Nutuk’unla konuşan,
senin sesinden cumhuriyeti duyan çocuklar olduk.
Bugün sana şunu söylemek istiyoruz:
Eserin emanetimiz,
Yolun yeminimiz,
Adın, hepimizin kalbinde bir meşaledir.
VII. Bölüm – Ferdaca’nın Gönlünden
Ey zamanın önsözü,
Ey susan yüzyılların dili,
Atam…
Sen öldüğün gün, gökte bir yıldız kımıldadı da
yeryüzünde herkes susmayı öğrendi.
Bir çınarın gölgesinde yatan sessizliğin hâlâ konuşuyor bizle.
Duyuyor musun?
Ben seni kitaplardan değil,
bir askerin gözünden,
bir annenin duasından,
bir çocuğun "Ata’m nerede?" sorusundan tanıdım.
Kendimi bazen senin yokluğuna yazılmış bir şiir gibi hissediyorum.
Adını söylerken içimde
bozkır çiçekleri açıyor,
dudaklarımda rüzgârların yürüyüşü başlıyor.
Sen, milletin alnına sürülen
ışıklı bir yazgısın.
Şimdi biz,
senin eksilttiğin karanlığı tamamlıyoruz
birer mum gibi yanarak.
Sana yetişemem belki,
ama düşlerine eğilirim;
kum saatini ters çevirir gibi
yeniden başlatırım o günü:
19 Mayıs sabahı gibi,
bir hayalin doğduğu sabah gibi.
Ey Ata’m,
ben "Ferdaca",
yürekle yazan bir kalem,
ruhla yürüyen bir izci,
sana geç kalan her kelimeye yetişmeye çalışıyorum.
Sonsuzluk kadar hürmetle,
bir milletin fısıltısı olarak:
Ferdaca.
Dostlardan inciler
Yazan (Mehmet Demir) hocamdan Atatürk’ün yaniti
ey evlatlarım,
bu satırlar bile bir yüzyıl sonrasında çoğunuzun yüreğinizde yaşıyor olduğumu fısıldıyor bana, gökyüzüne bakarken beni hatırlayan, tarlada çalışırken adımı anımsayan, okul bahçesinde büstü,me bile günaydın diyen sizlerle gurur duyuyorum.
samsun’a ayak bastığım gün ne için savaştığımızı çok iyi biliyorduk, bağımsızlık ve onurlu bir gelecek için bugün anlıyorum ki, o tohumlar yalnızca bir dönemin değil, yüzyılların yok edemeyeceği filizleridir.
ey kadınlar,
sesinizin yankıları bile anadolu’nun dört bir yanını ulaşıyor artık. varoluşunuzu bir lütuf gibi değil, bir hak gibi yaşamanız için verdiğimiz mücadele sizde mükemmel bir vücut bulmuş.
onun için gözlerim yaşlı, yüreğimse son derece gururlu.
ey çocuklar,
beni hiç görmediniz ama eminim ki beni en çok siz tanıyorsunuz. sizin o gözlerinizdeki ışık, cumhuriyet’in gerçek meyvesidir.
bilmenizi isterim ki savaşsız bir dünyayı inşa etme hayaliniz, benim en büyük hayalimdi zaten.
ey köylülerim,
bilmenizi isterim ki o toprağa ektiğiniz sadece buğday değil, bilgi, bilinç gelecek nesilleri yetiştirecek kocaman bir umuttur.
kara sabanla başlayan o yolculuk, fikirle göğe ulaşır, siz bu milletin efendisi değil sadece Allah’ın izniyle geleceğinde mimarısınız.
ey halkım,
kuruluşundan bu yana eserimize sahip çıkışınız, yolumuzdan yürüyüşünüz, ismimi bir meşale gibi taşıyışınız bana en büyük huzuru fazlasıyla veriyor.
biliyorum yol uzun olabilir, zorluklar çıkabilir, ama şunu asla unutmayın, eğer bir millet, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür oldukça yıkılmaz.
ve ey sevgili ferdaca,
adını hiç duymadım belki bu hayatta, ama duygunu yüreğimde hissettiğimi bilmeni isterim.
senin gibi gönlüyle yazanlara bu vatan her zaman minnettardır, ve sakın unutma yazdığın her kelime, yeniden başlayan bir devrimin habercisidir.
biliyorum ki benim adım, artık yalnızca tarih kitaplarında değil,
sizin kalbinizde,
sözünüzde,
direncinizde yaşamaya devam ediyor.
"unutmayın ki cumhuriyet bir güneşse, siz onun sabahısınız."
sevgilerimle,
Mustafa Kemal Atatürk
5.0
100% (34)