1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
1209
Okunma

/ Yağmurdan kaçma, yağmur gücenmesin;
düşeni ayağa kaldır ki, şair incinmesin! /
I
Upuzun uzanırdık raylara;
trenler içimizden geçerdi...
sonra şehirler yenilir, cinayetler başlar
biz neresinden tutunsak
orasından kanardı hayat...
Bırak sadece senin kanını döksünler Berivan..
bizim, yenilmeyeceğimiz aşk,
boğulmayacağımız deniz,
hiçbir yalnızlık yoktur
kalabalıklaşmayacağımız..
II
Adına tutunurum gecenin cehenneminde;
’sokaklar bir yara gibi, yürüdükçe kanardı’...
herkes birbirinin rendesine sürterken hayatını,
gözlerinde uçurum taşırdı,
sancılı pavyon kadınları
’şehvet ve telaş’ içinde...
Evet, ’sokaklar bir yara gibi, yürüdükçe kanardı’...
saçlarından tutularak sürüklenen,
alkolün dibine vurmuş bir kadının
çığlıklarında boğuluyor düşüncem!
’lan orospu çocuğu yaşamak istiyorum’ diyor,
hayatını, anlamını gasp eden sözde delikanlıya...
Bir cinayet gibi geçtim hayatlardan...
aklımda filizlenen adın
yazacak ne kalmıştır artık
bir hazan üşüyorken içimde...
Uzak
uzaklaşır;
yakın,
yakınlığıyla uzak;
yalnızlık
yalınlığıyla,
yalnızlığıyla yalnızdır.
III
İnsanların içine inilen merdivende
bildim cehennemi!
acı, kahır
ve yalnızlık
yeşilim yok, ağrım çok Berivan;
sana bu ağrıyla sesleniyorum
üşüyorum ellerin,
düşüyorum saçların yok...
umudum yok
rakım yok, cigaram bitmiş...
Dağılıp gideceğim
toplasan ne kadarımı toplayabilirsin
kalıcı kanıtıyım faili meçhul cinayetlerin...
Silinmeyeceğim
silinmeyeceğim!
IV
İnsanın küresel yalnızlığında
bunlar bir hayat bilgisinin yara izleridir
küçümseme Berivan...
V
Berivan, benzersiz kederlerin iniltisi
rutubetli bir aşkın rehinesi
kimsesiz bir yara
duvara ters asılmış bir resimdir o...
Berivan, ’ismini vermek istemeyen izleyici’
trajedilerin başrol oyuncusu.
İstanbul’un ortasında boş bir rakı kadehi...
başkalarının sarhoşluğu.
Sularından dışlanmış bir balıktı o...
şarkı söylerdi peşinden koştuğu gitmelerin ardından...
Berivan, en riskli hayallerin kadını;
saçlarında koşardı rüzgar..
Hiç yağmamış yağmur
ıslanmamış bir yağmurluktu o...
Bir gece Taksim’de ölü bulundu,
ardında hiçbir ipucu bırakmadan.
VI
Koynunda çırılçıplak yattığım
son orospudur bu şehir
yüzünüzün yedek parçası yok...
yüzünüzü
bir akşamın karanlık yüzüyle değiştirin..
VII
Bir kalbiniz vardır oysa,
hep severek kanattığınız...
Kaburgadan kırılmış umutlarınız
ve ilk bahar da yaprak döken çığlık çığlığa bir aşkınız...
Mahçup bir yüzünüz vardır
her şeye tanık simsiyah aynalarda
ihanetin soğukluğunda buz tutan elleriniz,
rakı kokan sözcükleriniz
ve bir hüznünüz,
şiirlere,
şiirlere emzirdiğiniz...
Elbette bir ömrünüz vardır acıyla irkildiğiniz
ve zamanın çarmıhında acıtarak eskittiğiniz...
Herkesin bir vicdanı vardır
dokunaklı bir ezan sesinde ikiye bölünen!
Ve herkesin bir yarası,
yüreğinin avlusunda,
kimselere, kimselere göstermediği.
Birdal Erdoğmuş -