Aynı kalsa bile hava, toprak, su
Asır başkalaştı yıllar değişti
Ara ki bulasın Derviş Yunus’u
Ayak başkalaştı yollar değişti

Makulün yerini aldı izimler
Çare değil sorun oldu çözümler
Dalında kurudu, soldu üzümler
Gövde başkalaştı dallar değişti

Tabanın rengine boyandı tavan
Ameller şekilsiz arzular yavan
Arılar firarda dağıldı kovan
Petek başkalaştı ballar değişti

Hayatın gayesi para diyenler
Güneşe bakıp da çıra diyenler
Çoğaldı beyaza kara diyenler
Ağız başkalaştı diller değişti

Eskidi diyerek sözü, güftesi
Çalınmıyor artık millet bestesi
Bozuldu gövdesi sapı, perdesi
Sazlar başkallaştı teller değişti

Toprağa karıştı değerler, savlar
Hokkabaz oltayla dalkavuk avlar
İpini tutanın adına havlar
Köpek başkalaştı yallar, değişti

Uyurken ayakta zavallı yurdum
Garibin kanına bağlandı hortum
Bilmiyor çilekeş Türk’üm ve Kürt’üm
Usul başkalaştı filler değişti

Töre dibe vurdu yoktur aldıran
El üstünde gezer Türk’e saldıran
Kalmadı düşeni tutup kaldıran
Vicdan başkalaştı eller değişti

Yırtıldı yüzlerin haya perdesi
Günahın, meydana çıktı gövdesi
Torunun tanımaz hacı dedesi
Toplum başkalaştı kullar değişti


Zeynel Toprak