0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
210
Okunma

Bu gece uzun olacak,
Göğsümde yankılanan boş bir kuyunun sesi gibi,
Ay, paslı bir anahtar gibi dönüyor gökyüzünde,
Ve yıldızlar, kırık cam parçaları misali
Geceyi kanatıyor usul usul
Odamın duvarları daralmış sanki,
Taş kesilmiş eski duaların yüküyle,
Rüzgar, ipini koparmış bir at gibi
Penceremde kişniyor delice;
Perdeler, solgun bir gelinin duvağı gibi
Süzülüyor karanlığın tenine
Kül tablasında ölen sigaralar
Birer suskun cellat;
Duman, usulca kıvrılıp tavan aralarına siniyor,
Ve her nefeste biraz daha zehirliyor
Düşlerimin uykusuz kanatlarını
Bir saatin kolunda yürüyen karınca,
Zamanı kemiriyor belki fark etmeden;
Bir sokak lambası titrek kalbiyle yanıp sönüyor,
Sokaklar pas tutmuş bir yalnızlık şarkısı,
Asfaltın çatlaklarında büyüyen
Çiçeksiz umutların bedduası gibi
Gözlerim büyüyor gecenin aynasında,
Yüzümde kırışan eski bir sevinç kalmış;
Bir gülümsemenin cesedi belki
Zamanın kasap bıçağıyla doğranmış hatıralar
Saçılmış yatağımın kenarına
Kim bilir kaç yemin bozuldu bu saatlerde,
Kaç dua yarım kaldı dilin ucunda,
Kaç sevgili sustu başka kucaklarda
Bu gece?
Bu gece uzun olacak,
Ve sabah, doğmaya utanacak belki,
Gökyüzü solgun bir kefen giyecek
Kuşlar ötmekten vazgeçecek
İnsanlar düş görmeye korkacak
Çünkü bu gece,
İçimde bir çağ kırıldı;
Ve yerini,
Pas tutmuş bir boşluk aldı
Sedat Kesim
5.0
100% (4)