1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
205
Okunma
Ateş.
Kül olup uçması için yanmasını izle.
Ateşten yürüyor, duracak yorgunluğu yok. Derler ki, "Yanması gerekiyorsa, su bile onu söndüremez."
Rüzgâr körükler, su izler, toprak besler. Ayaklarından saçlarına kadar, düşüncelerinden sözlerine yanıyor.
Kabul ediyor, sessiz olduğuna bakma,
yanıyor.
Ateşi yutuyor yavaşça, küllerini bekliyor,
rüzgâr alıp götürsün diye
Toprağa yayılıp tekrardan köklensin diye,
en başından bambaşka,
küllerinden doğarken, filizlenirken.
Atlamak yok, bu adım adım bitiriyor
Yaratıyor ama öldürüyor.
Rüzgâr görevini yapıyor, hepsi ağır ağır,
ama ağır bırakmıyor
Boşluğu bile ateşe veriyor.
Yavaş yavaş…
eller, sonra kalem, dil ve kelimeler.
Tekrardan doğmanın bedeli mi ölüm?
Dünyadayken anlayacaksın:
Ağaçlar neden yapraklarını döküyor?
Ağaçlar neden çiçek açıyor?
Gece, yıldızlar sana bir sır verecek.
Rüzgâr, ateş, su ve toprak nasıl birlikte dönüyor?
İki gözünü kapattığında, kalbin açılsın; Gözyaşların dökülsün, dursun...
Çünkü ben, yok olduğumda var oluyorum.
Büyümek beni yavaşça bitiriyor,
Koparıp yenisini yerleştiriyor.
Son yok oluş gibi,
Onda yok oluş.
Anlamamak ağlatır, ama anlamak gözyaşları kabul etmektir.
Bir ağacın kışı kabul etmesidir.
Gecenin gündüzle anlaşmasıdır.
Ve en güzel resim, siyahın dışlanmadığı resimdir.
Biri eksikken diğerlerinin ne anlamı vardır ki?
Ne eksik, ne fazla yaratıldı.
Bir eksik, bir fazla oldun
Bırak.
Ve gerçek şu ki, kimse anlamayacak
O hariç, sen hariç.
Hiçbir zaman kaybolmadığını anlayacaksın
Yalnız olduğunu ve olmadığını.
Her şey yavaş yavaş yok olacak.
O tek kalacak.
Bu yüzden O yol
So Hum.
Gitgide beni göremeyeceksin.
Ben yavaş yavaş yok olacağım.
Ben yok
Üzgün mü, terk ediş bu?
Seni değil, beni
Her şeyi.
Kelimelerle aram iyi mi sana göre?
Hiçbir zaman anlaman için yazmadım.
Burada nasıl özgürüm
Kelimeler hiçbir zaman benim için değildi
Ve hiçbir zaman anlatamayacağım.
Sadece sustuğumuzda anlayacağız.
So Hum.
Yaklaşıyor.
Beyaz Kelebek
5.0
100% (5)