0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
164
Okunma
Mağaranın derin kuytusunda
Yalnızlık hazinesi
Geçmişe yürüyorum
Ne seni öpmüş yağmur
Ne de bana gölge taşlar
Varlık bırakmayan katılık
Yoksul ihtişam huzmesi
Işığa muhtaç bilinmeye meyilsiz
Bir yaprağa düşen öyküde
Frenklere nefretim kadar el yazısı
Maara’nın acısı ve fazlası
Şair ah. çok bilmiş şair ülken şirpençe
Medeniyet yamyamdır
Batıdan esriyorsa belleği
Devrim oluyordu buharın gücünde
Ederini hesap ediyorum artık
İşçi lügatim eksik, anlasan
Kanayan ruhumdu gözlerimden süzülen
İçime göçüyor kaçış odaları
Kömür karası umutsuzluk
Yakamda
yadsıyorum sevinmeyi
Yosunlu kayalar kadar düşünebiliyorum
Kurumuş asi ırmağın köşesinde
Ritmik acılar ıskalıyor
Serçe parmağımı
Bekaa vadisinde yurt tutan
İsyan etsem de o treni gözlüyorum
Dumanı uzaklığı delen
Gülüşünü sakladım hep yarama
Merhem olur
Olur ya bir gün...
İnanır ve secde ederiz.
5.0
100% (1)