Bir tabutun içinden baktım günlere
E bugünümüze de şükür bey amca
Sorumsuz birkaç beste kaldıysa dudaklarımızda
Hâlâ aylardan aralıksa mesela
Dolunaysa yansıyan sefil iskelemize
Ve alarmımız bir kuşun ötüşüyse dala konmuş
Bugünümüze de şükür diyeceğiz bey amca

Deniz suskun diyorlar
Hiç görmedim inanır mısın
Bir Marmara’yı gördüm uzaktan o kadar
O da şarkı söylermiş 90’larda
Öyle söylüyor babam

Konuşmuyorsan ben konuşayım bey amca
İskelemize vuran dolunayda
Ayyaş eden çayını içiyorken Karadenizin
Flüt çalayım mı sana
Şöyle güzelinden bir alaturka
Flüt diyorum...
İronik bir tevekkülüdür gözlerimde Mehdi’nin
Babamın nefesi kesilirken onulmaz zehirle
Bir kez güleyim diye verdiği hediye
Cebinde beş kuruşu kalmamıştı bey amca
Beş kuruşu...
Flüt çalayım şimdi ben
Şöyle güzelinden bir alaturka

Ellerimiz tutamıyor bey amca
Ya da ellerimizi tutamıyoruz
Şu çay bardağını tutuyoruz evet
Ha bir de oltamızı
Ama tutamıyoruz işte
Azrail’in kollarından bir canı
Bir de çekip alınan yarınlarımızı

Kıyıya çocuk ayakkabıları vuruyor
İskelemiz hâlâ orkinos bekliyor bey amca
İş başa düşerse
İş başa...
Aman düşmesin bey amca