0
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
161
Okunma

_____
Zaman durmuş da
gölgeler içinde savruluyorum sanki,
yokluğun
paslı bir mevsim gibi
damla damla düşüyor üstüme.
Adım attığım her sokak,
bir duvarla sus pus.
Sesimi duymayan evler,
gözlerini kaçıran pencereler…
İçimde bir kaybolmuşluk:
sen gittin, ben de eksildim.
Sokak lambaları bile
artık bana yüzünü dönmüyor.
Karanlık; bildiğim her şeyi
adını anmadan silmeye yeminli gibi.
Özlemin,
yıldızsız gecelerde bir keman gibi ağlıyor,
titreşen tellerinde
çırpınıyor kalbim.
Ben seni hâlâ bekliyorum.
Hem de senin çoktan unuttuğun
o eski evin kıyısındaki salıncaktan...
Zaman, çocukluğumun saçına ak düştü,
ama ben hâlâ o ilk bakışı saklıyorum içimde.
Biliyorum...
Sen kapattın kendini aşka,
gül rengine bile sırt çevirdin.
Bir “belki” kelimesini,
en derin mezara gömdün.
Ama ben...
Ben hâlâ sana değil,
senin içindeki saklı çocuğa inanıyorum.
O çocuk,
korkularının arkasına saklanmış.
Ama gözleri hâlâ
umutla açık gökyüzüne.
Ve ne garip,
sen uzaklaştıkça
ben daha çok yaklaşıyorum sana.
Sen her şeyi unuttukça
ben seni yeniden ezberliyorum.
Bu aşk,
konuşmayan bahçemde
tek başına büyüyen bir ceviz ağacı artık.
Rüzgârla eğilir belki,
ama yıkılmaz.
Çünkü ben,
“bir gün” diyenlerin en inatçısıyım.
Ve o gün,
tüm kapılar üzerime kapanırsa bile...
Gök kapısı açılsın yeter.
Oradan yürürüm sana doğru,
sana değil,
içimde hâlâ susan ama seni seven halime.
Peri Feride ÖZBİLGE
29.05.2025