0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
138
Okunma

Bir duvar dibinde boy vermiş zaman,
Sarıyla beyaza dönüşmüş hanımelinde.
Ne vakit geçsem, o kaldırım taşlı yoldan,
Eski bir sevda şarkısı duyulur,
Dalına konmuş bir kuşun dilinde.
Sanki yıllar öncesinden yazılmış,
Tozlu bir mektup gibi kırışık,
Haber verir kokusu geçmişten,
Yel estikçe içime dolan,
Şimdi ise anılarda kalan.
“Beni unutma” der her nefeste,
Ve her uğultulu bir rüzgâr esişte,
Hışırtıyla birbirine çarpan yaprakları,
Adını fısıldar kulaklarıma,
Yüreğime bir korku salar,
Titreme gelir dudaklarıma.
Alaca karanlık geceler uzar,
Şafak söker ardından,
Ve gökyüzünde parıldayan,
Binlerce yıldız susar.
Geçer böylece,
Günler, haftalar, aylar, yıllar,
Yine de ben,
Derin bir "ahhh" çekerim içimden,
Sabırla beklerim yolunu.
Şimdi gelip de boynuma,
Sevgiyle sarıverse diye,
Uzatıp da o incecik,
Narin kolunu.
Bir hanımeli sarar duvarları,
Ne hoş durur çiçekli dokusu.
Silinmez hatıralardan,
Bir ben, bir sen, bir de
Hanımeli kokusu.
Eğer senin de yolun düşerse bir gün,
Çevir başını ona doğru,
Eğil ve kokla sessizce,
Bil ki ben oradayım,
Bir dalın ucunda.
Belki de aşk böyle kalmalı,
Çiçek gibi dalda,
Solgun ama umutla...
Ben Mecnun olsam sen de Leyla,
Yeniden yeşerse o eski sevda.
Bir duvar dibinde boy vermiş,
Sarıyla karışık, beyaz çiçekli,
Hanımeli, kokusuyla...
moncer
16.05.2025
5.0
100% (1)