15
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
515
Okunma

Her çağın karanlığında bir ışık arar insan; her ıstırap, içinde bir vuslatın izini taşır. Kimi zaman bir kuyuda Yusuf gibi sınanır, kimi zaman bir ateşte İbrahim gibi yakılır. Kimi zaman Musa gibi denizlere yürür, kimi zaman Yunus gibi bir balığın karanlığında beklemeyi öğrenir. Ve bazen, sadece bir örümceğin sessiz siperinde gizlidir kurtuluş.
“Sabrın Kapısı” işte bu ilahi hikmetle yoğrulmuş, sabrı bir boyun eğiş değil, ilahi takdire teslimiyetin asaleti olarak görenlerin şiiridir. Her bir dizesi, zamanın kıyısında bekleyenlerin yüreğine yazılmış bir dua, bir hatırlatmadır: Sabrın ardında bir kapı vardır — açılır, yeter ki gönül dayanmayı bilsin.
Bu şiir, Hz. Muhammed’in sükûnetinden, Hz. Musa’nın cesaretinden, Hz. İbrahim’in tevekkülünden ve Hz. Yusuf’un vakur bekleyişinden damıtılan bir çağrıdır. Umudun susmadığı, imanın sınandığı her yüreğe yazılmıştır.
Okuyanın yüreğine sabır, gönlüne nur dolsun.
Çünkü her sabır, Rabb’e açılan bir kapıdır.
Kuyuya inen bir Yusuf’un kalbiyle
Geceyi bekle, sabırla yoğrulmuş gibi.
Zindan bile saraya açar kendini
Eğer içinde bir düş taşıyorsan hâlâ.
Balığın bağrında huzur bulanlar var,
Bir Yunus’tur o, teslimiyetle doğan.
Karanlık, ışığın öz kardeşidir;
Bazen boğulmakla başlar diriliş.
Bir Musa yürür denizi yararak,
Asâ’sı inanç, bastığı yer rahmet.
Sen de yol al, suya basmaktan korkma,
Suda boğulmaz ki kalbi secdede olan.
Bir örümcek örer duanın perdesini,
Bir güvercin taşır sırrı semaya.
Mağara, dert değil; vuslatın eşiği.
Allah dilerse, çöl de yorgan olur sana.
Kavuşmak, sabredenin alnına yazılır,
Yeter ki yüreğini düşürme yoldan.
Her Firak bir Miraç’tır aşka doğru,
Her bekleyişte bir vuslat saklıdır.