4
Yorum
31
Beğeni
0,0
Puan
314
Okunma

.........
“Yaramı ‘Hâk’ bilir...”
Ne diz çöktüm zamanın hoyrat dizine,
ne de yüreğimi pazara çıkardım kuru sevdanın tezgâhında.
Almadım ucuz teselliler,
tenha sokaklarda dağıtmadım gururumu.
Bir çınar gibi durdum,
göğsümde çakan fırtınaları içime gömerek.
Bir kadın…
Eliyle taşı çatlatan, sesiyle geceyi susturan.
Bir yürek…
Yangın yerinden geçerken gül bırakmayı unutmayan.
Gözlerimde saklıydı suskun ordular,
gökyüzünden çok yıldız,
yerden çok iz gördüm içimde.
Her yıkılışın eşiğinde
bir dua gibi dikildim.
Gölgemden korkanlar oldu,
ama ben gölgemi bile sevgiyle besledim.
Giyinmedim yalanlara,
rengimi değiştirmedim akşam telaşında.
Gittiler…
Omuzlarımı tuta tuta kaçtılar benden.
Bense,
ne bağırdım arkasından,
ne de kalbimi düşürdüm peşlerine.
Topladım kırıkları,
bir mendilin köşesine değil,
ömrün alnına işledim.
Adım: sabır.
Soyadım: seher vakti dua.
Ve şimdi bak:
Yeniden doğuruyorum kendimi
çatlaktan sızan bir gün ışığı gibi.
Omzumda hayatın en ağır yüküyle
Başımda bir kavak serinliği.
Düştüm, yere değil,
kendime.
Ve kalktım,
yere değil,
göğe bakarak.
Çünkü bazı kadınlar
yenilmez değil,
eğilmezdir.
Ve ben...
Ben hâlâ bir tebessümde,
bir çayın buğusunda,
bir çocuğun sesinde
umut gibi bekliyorum.
Beni yıkmak isteyen rüzgâr
önce yönünü şaşırır,
çünkü ben,
diz çöken değil,
toprağa kök salanlardanım.
Benim gövdemden geçmeden
kimse suskunluğu yenemez.
Bir şairin kaleminden değil,
bir annenin duasından doğdum.
Beni anlatan kitap değil,
bir çobanın gözyaşıdır.
Çünkü ben;
bir çiçeği gülümseten yağmurda,
bir yetimin alnını öpen güneşte
kendini bulan kadınım.
Bana "bitti" dediler,
gülümsedim.
Çünkü bilirim,
toprağın “bitti” dediği yerde
ilk filiz baş verir.
Ve içimde bin bahar,
her biri yarım kalmış düşlerin
an be an uyanışıyla
yeşermeye başladı.
Yalnızlığımı giydim zaman zaman,
çünkü kalabalıklar, yüreğin değil, sesin yankısıydı.
Bir sofrada üç tabak, iki sessizlik,
bir de hiç kimsenin fark etmediği gözyaşı...
İşte böyle yazıldı içimin ansiklopedisi.
Sayfalarını kimse çevirmedi,
Ben her kelimesini ezbere bildim.
Topuklarım çatlarken bile dimdik yürüdüm,
Bilirdim,
toprağın ruhu kadının adımlarında saklıdır.
Ve ben hiçbir adımı,
kimsenin ayak izine basarak atmadım.
Kırıldım evet…
Her kırık yerimden bir ışık sızdı.
Zayıflık değil bu,
içimdeki dağın çığlığıydı sadece.
Ben o çığlığı
kimseye duyurmadım,
Tanrı işitti.
Ve işte bu yüzden,
yıkılmadım.
Her gözyaşı bir harf oldu,
her harf bir dua,
ve ben o dualarla ördüm içimin dantellerini.
Ben bir yangının külleri değilim sadece,
ben o yangından çıkan
ve gökyüzüne doğru yürüyen dumandım.
Görmeyen oldu,
duymayan, hatta alay eden.
Ben kendime bir mezar değil,
bir vaha kazdım.
Ve o vahada
kendime su verdim.
Bir kadın,
kendine su verince çiçeklenir.
Ben çiçeklendim.
Ve çiçeklerime dokunan herkes
kokusunda biraz kendi annesini buldu.
Şimdi bana bak:
Bir ağacın gövdesine yaslanmış gibiyim,
dalım kırık belki ama kökümde kudret var.
Ben, gittiği yolun sahibine dua eden
ve döndüğünde onu affedecek kadar yüce bir kadınım.
Yaramı "Hâk" bilir,
şifamı da...
Çünkü ben,
Yaradan’ın sus deyip de susmadığı,
aç deyip de solmayan
kudretli bir kelâm gibi
hayatın orta yerine yazıldım.
Peri Feride ÖZBİLGE
08.05. 2025