(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
“Ruhum Bizarda” şiiri, Seçil Bekeç’in içsel yangınını estetik bir öfkeyle haykırdığı, çağdaş ağıt geleneğinin güçlü örneklerinden biridir. Bu şiirde yalnızca bir kalbin değil, bir ruhun topyekûn infazı işleniyor: Usulca değil, bile isteye, adeta ölüme çağrılır gibi.
"Böyle öksüz, yetim, garip bedenden Acımadan eşin, sökün kalbimi" dizeleriyle başlayan ilk kıta, iç acısının dışa çığlıkla değil, içe bıçakla vurulduğunu gösteriyor. Bu, bir sitem değil; sitemin bile sessiz kaldığı bir mahkeme yeridir. Kalp artık sevgiyle değil, “yüksükle” yani iğneyle, acıyla yoğrulmak istenmektedir. Ne zarif bir kelime seçimi: Yüksük, iğneyi parmağa batırmaz ama burada kalbe batıyor.
"Kalınca kimsesiz mahzun mezarda Kınından çıkarıp kanlı ihzarda" ikinci kıtada ölüm sadece son değil, bir duruş, bir çağrı, bir meydan okuma hâlindedir. “Mızrakla meydana çakın kalbimi” diyen şair, bu çağrıyı bir vakarla yapıyor. Burası artık bir sahne, bir infaz değil, bir vuslat arzusudur belki de: Ruhun bizarda – yani derin acılar içinde – beklediği kıyı…
Üçüncü kıtada ise adeta bir beddua sanatına dönüşüyor dizeler: “Cihanda zerresi kalmasın leşi” derken, öyle bir yargı isteniyor ki, evrenin tozu bile o leşin hatırasını taşımamalı. Bir “ibret” şiiri bu, ama klasik nasihat verenlerden değil; ateşle uyaranlardan, yakanlardan.
Bu şiir, sadece kalbin değil; aşkın, vefanın ve adaletin de kurban edildiği bir yangın yeridir. Sanki Seçil Hanım kalem yerine bir hançerle yazmış bu dizeleri. Ve her kıtasında hem Divan edebiyatının yakıcı terkib-i bend’ini, hem de modern çağın yürek kırıklığını duymak mümkün.
Bir sözle bitirelim: "Kimse görmez kalbin gözyaşını, ama bir şiir görür, bir de Allah."
Ve ardından, bu şiire yakışan kısa bir dua: “Ey Kalpleri bilen, yürekleri gören Allah’ım… Bu acının da ötesini bilen Sensin. Sabır ver, güç ver, kalbine ferahlık indir.”
Yazın dünyasında yol arkadaşın Delibal Celil ÇINKIR
Hocam öncelikle ayırdığınız kıymetli vakit ve değerli bilgi birikimlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Müşterek dua çatısında kalmak dileğiyle Selam ve saygılar
Az söze sığdırdığınız, ama anlatamadığınızı sandığınız dizelerinizin derinliklerine inebilmek, siz değerli üstadın kaleminin gücünü bir nebze olsun yansıtabilmek benim için gerçekten büyük bir onur olmuştur.
Şiir, yalnızca bir kelime oyunundan ibaret değil; her satırında bir yürek, bir hikâye barındırır.
Yazın dünyasında kalemini konuşturanların ortak paydası, insanlık onurunu yüceltmek, toplumsal barışı, huzuru ve sevgiyi inşa etmektir.
Onlar, kelimelerle evrensel değerlere, kültürlere, insan olmanın özüne hizmet ederler.
Yazının gücüyle, bizi biz yapan öğeleri keşfeder ve her satırda bir araya getirirler.
Bu, yalnızca edebi bir çaba değil, aynı zamanda insana dair her şeyin doğru bir şekilde yansımasıdır.
Siz değerli şairimizin düşüncelerine, şiirine dair düşüncelerimi ifade etmeye çalışma anlayışım, yalnızca bir yorumdan fazlasıdır; aynı zamanda bir dua ve dilek temennisidir.
İyi dilekleriniz bana çok kıymetli ve sizlerle paylaştığım yazın dünyasındaki yolculuk, her iki tarafın da ruhunu zenginleştiren bir deneyimdir.
Dualarının müşterek olduğuna ve her birimizin en içten şekilde huzur ve barış temennisinde bulunduğuna olan inancımla, bu yolda size başarılar dilerim.
Selam, saygı ve dualarımla,
Yazın dünyasında yol arkadaşın Delibal Celil ÇINKIR
Az söze sığdırdığım, ama anlatamadığımı sandığım dizelerimi siz değerli üstadın bu kadar derinden yorumlamış olmanız takdire şayan. Onure ettiniz. İtiraf etmeliyim gözyaşlarıma hakim olamadım okurken , Kıymetli yorum, analiz ve yürekten yapılan duanız için çok çok teşekkür ederim. Selam saygı ve dualarımı sunuyorum
Hocam öncelikle ayırdığınız kıymetli vakit ve değerli bilgi birikimlerinizi paylaştığınız için teşekkür ederim. Müşterek dua çatısında kalmak dileğiyle Selam ve saygılar
Az söze sığdırdığınız, ama anlatamadığınızı sandığınız dizelerinizin derinliklerine inebilmek, siz değerli üstadın kaleminin gücünü bir nebze olsun yansıtabilmek benim için gerçekten büyük bir onur olmuştur.
Şiir, yalnızca bir kelime oyunundan ibaret değil; her satırında bir yürek, bir hikâye barındırır.
Yazın dünyasında kalemini konuşturanların ortak paydası, insanlık onurunu yüceltmek, toplumsal barışı, huzuru ve sevgiyi inşa etmektir.
Onlar, kelimelerle evrensel değerlere, kültürlere, insan olmanın özüne hizmet ederler.
Yazının gücüyle, bizi biz yapan öğeleri keşfeder ve her satırda bir araya getirirler.
Bu, yalnızca edebi bir çaba değil, aynı zamanda insana dair her şeyin doğru bir şekilde yansımasıdır.
Siz değerli şairimizin düşüncelerine, şiirine dair düşüncelerimi ifade etmeye çalışma anlayışım, yalnızca bir yorumdan fazlasıdır; aynı zamanda bir dua ve dilek temennisidir.
İyi dilekleriniz bana çok kıymetli ve sizlerle paylaştığım yazın dünyasındaki yolculuk, her iki tarafın da ruhunu zenginleştiren bir deneyimdir.
Dualarının müşterek olduğuna ve her birimizin en içten şekilde huzur ve barış temennisinde bulunduğuna olan inancımla, bu yolda size başarılar dilerim.
Selam, saygı ve dualarımla,
Yazın dünyasında yol arkadaşın Delibal Celil ÇINKIR
Az söze sığdırdığım, ama anlatamadığımı sandığım dizelerimi siz değerli üstadın bu kadar derinden yorumlamış olmanız takdire şayan. Onure ettiniz. İtiraf etmeliyim gözyaşlarıma hakim olamadım okurken , Kıymetli yorum, analiz ve yürekten yapılan duanız için çok çok teşekkür ederim. Selam saygı ve dualarımı sunuyorum
Değerli kalemden, güzel bir eser Biz de okuduk, kutladık ve alkışladık, yazan kalemini ve yazdıran yüreğini, yalansız ve riyasız Gönlün abat olsun, huzurla dolsun, ilhamın bol, tüm şiirlerin benzersiz ve de ŞAHESER olsun Şiirle kal, sevgiyle kal, sağlıcakla ve de hoşça kal
Yoğun bir öfke, çaresizlik ve adalet arayışını güçlü bir şekilde yansıtıyor. “Ruhum bizarda” ifadesi, içsel parçalanmayı ve bekleyişin acısını derin bir şekilde hissettiriyor. Şair, hem bireysel hem evrensel bir adalet talebini, güçlü savaş ve ölüm imgeleriyle dile getiriyor; kalp ve ruh metaforlarıyla hem kırılganlığı hem de direnci vurguluyor. Genel olarak, karanlık bir epik havası ve dramatik bir içsel yoğunluğu var.
Derin bir içsel acının, çaresizliğin ve isyanın, güçlü ve dramatik imgelerle dile getirildiği ağır, lirik bir ağıt niteliğindedir. Şair, acıdan bir tür arınma ya da kıyamete benzer bir yüzleşme talep edercesine kalbini alenen ortaya koyar — hatta yakılmasını, çakılmasını, parçalanmasını ister. Bu, sıradan bir hüzün değil; varoluşsal bir çöküşün şiirsel haykırışıdır. Derin yalnızlık ve terk edilmişlik: “Öksüz, yetim, garip beden” ifadesi, şairin hem maddi hem manevi olarak sahipsizliğini vurgular. Artık ne korunmak ister ne de avutulmak.
Kalbin bedenden sökülmesi: Kalbin çıkarılması, deşilmesi, mızraklanması, yakılması gibi imgeler; sadece fiziki değil, ruhsal bir yıkım ve teslimiyetin sembolüdür. Kalp burada artık sevgiye değil, intikam, isyan ve ibret arzusuna hizmet eder.
İntikam yerine ibret: “İbreti âleme yakın kalbimi” dizesi, şairin kişisel acısını evrensel bir mesaj hâline getirme arzusunu gösterir. Bu bir feryat değil sadece, aynı zamanda tanıklık ve uyanış çağrısıdır. Divan ve halk şiiri geleneğinden beslenen ağır, yoğun bir dil kullanılmış. “İhzar, bizâr, intizar, ibret” gibi kelimeler hem klasik hem metafizik bir hava katıyor. Bu şiir, kişisel bir trajediyi toplumsal ve ruhsal bir haykırışa dönüştüren, dramatik yapısıyla okuyucunun kalbine saplanan bir metindir. Bir kalbin acısı, sonunda bir toplumun aynasına, bir çağrının yakıcılığına dönüşür.
Ve o kalp, sevgiyle değil, ateşle hatırlanmak ister. Tebrikler, sevgiler
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.