3
Yorum
21
Beğeni
0,0
Puan
411
Okunma

........
beşinci mevsime giden kaç tren var ömrümün kalanında..
bir yalnızlığın kıyısına ilişmişti adın
çırılçıplak bir özlem gibi
unutulmamış bir şarkının notasına saklanmıştın
kimsesizliğimi seninle paylaştım önce
bir bardak çay gibi,
içtim sonra yokluğunu, acıydı
dilim susmayı öğrenmeden
gözlerim senden geçemezdi
öylece baktım;
yüzümde hatıralar, avuçlarımda
hiç tutulmamış bir elin sıcak izi
deliliğime ben de alıştım
düşlerime senin düşlerini karıştırdığımdan beri
bir pervazın kıyısında
kendimi sana benzettim
bir yitik çocuğun yazdığı mektuptu içim sızım sızım
gönderecek posta bulamadan
her sabah hayaline iliştirdim zarfımı
sen hiçbir mevsimin adamı olma
çünkü ben zaten takvimden taşan bir rüzgarım
hiçbir zamana sığmam
bir tek sana sığarım
öyle bir yağmurda bekle ki beni
üzerinde yokluğunla ıslanmış bir gömlek
biraz küskünlük, biraz umut
ve
sonra
gel sevgili
adını unutan şehirlerin tam ortasında
bir yasak dirilişin şafağında
beşinci mevsime kaçalım
yokluğun değil,
varlığınla felaket ol bana
ve sen...
yokluğumun bile yalnız kaldığı bir gecede
bir sigara külü gibi düştün içime
yanmaya meyilli ne varsa, seninle anlam buldu
üşüyen yanlarımı
gözlerinin yangın yerine astım
Peri Feride ÖZBİLGE
20.04.2025