6
Yorum
24
Beğeni
0,0
Puan
510
Okunma

........
Ben bu toprağın ıssız dilinden
bir çığlık devşirdim—duyan yok.
Bir yanım zifir, bir yanım ay,
göğsümde yanan mum değil;
zulme direnmiş çağların közüdür.
Yalınayak yürüdüm adaletsiz sokaklarda,
her taşta bir ezilmiş baş,
her duvarda susturulmuş bir bakış.
Yine de inmedim diz üstü,
çünkü baş eğmek,
kendi kendine ihanet gibidir.
Sevgiyi tuttum avuçlarımda,
kırılmasın diye sakladım,
çünkü sevmek,
en büyük devrimdir bazen.
Ben aşkı,
bir zincirin çözülüşü gibi yaşadım,
bir kelamla değil,
bir bakışla anlatılanı seçtim.
Kalbimi ortaya koydum,
düşmana bile sevgiyle yürüdüm.
Çünkü merhamet,
en büyük meydan okumadır zulme.
Özgürlük mü dedin?
Ben onu,
rüzgârla yarışan saçlarda,
bağırmaktan kısılmış seslerde gördüm.
Ve umut?
O, hâlâ sabahları köy okuluna
tek ayakkabıyla giden çocuğun gözünde durur.
Ben bir şiir değilim,
bir çağrıyım,
bir fısıltı değil,
bir isyanım.
Adımı bilmesinler ama sesimi duysunlar;
bir yerlerde hâlâ birileri
hakkı için ayakta dursunlar.
Kiminin adı duvarda kalır,
bizimkisi yürekte yankı.
Ne bir sultana eyvallahımız var,
ne de gümüş tepside bir şan beklentimiz.
İlkemiz: dik durmak,
eğilmemek rüzgâr diye savrulana,
çiçek gibi açmak en kurak toprakta.
Aşkı harf harf taşırken omzumuzda,
adaleti su gibi bölüşürüz sofrada.
Yüreğin çırılçıplak kaldıysa gün sonunda,
işte o zaman yolun doğrudur,
ve bu yolda yürümek onurdur.
Çarığı yırtıksa da halkın ayağında,
iz bırakır her adımı tarihin alnında.
Özgürlük bir hecedir,
önce dilinde doğar, sonra yürekte büyür,
ve en son ellerle yazılır duvara.
Sevda mı?
O bizim en devrimci tarafımız.
Bir çocuğun uykusuna serdiğimiz ninnide var,
bir ananın alnındaki terde,
bir kedinin soğukta sığındığı göğsümüzde.
Biz, "kul hakkı"nı duada değil,
paylaştığımız ekmekte ararız.
Omzunda dünya taşıyanlara
kardeş deriz,
gözleriyle yaşayanlara
ışık oluruz.
Korku nedir bilmeyen bir yüz çiz bana,
çamurun içinden gül çıkaran bir çift el,
ateşi suyla yoğurup
taşa can üfleyen bir dil…
Çünkü biz,
boyun eğmeyenlerin
yeminli defteriyiz.
Sözümüz göğü deler,
rüzgâr bizi taşır,
toprağın bereketinde
bir çift ayak iziyiz.
Adalet bir terazidir,
gözü kapalıyken bile
doğruyu bilir.
Ve biz,
o terazinin kefesini
çocukların kahkahasıyla doldururuz.
Aşkımız bile haysiyetlidir bizim,
ellerimizi kirletmeden
yüreğe dokunuruz.
Bir çocuğun gözbebeğinde saklıdır gelecek,
toprağa düşen her tohum
bir devrimin habercisi.
Ve biz,
yüzyılların yorgunluğunu
bir tebessüme yükleyip,
yeniden yürürüz sabaha.
Umudun rengi bizde,
baharın soluğu içimizde,
bir bayrak gibi dalgalanır
inadına sevgi, inadına insanlık!
Sussun artık kurşunlar,
diller lal olmasın diye,
eller kırılsın değil,
dostlukla birleşsin diye,
kardeşliğin sofrasında
hepimize bir dilim ekmek düşsün diye…
Peri Feride ÖZBİLGE
15.04.2025