3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
304
Okunma
Bir hikâye içinde, masallara karışmış
Deryaların dibine, dalmış gitmiş o kadın
Sıladan gurbet ele, gitmek için yarışmış
Aşkını çıkın edip, almış gitmiş o kadın.
Hele ki sabah olsun, güneş onla doğarmış
Nurunu fışkırtırken, karanlığı boğarmış
Güreşmeye soyunup, yıldızları kovarmış
Yüzü aydan bir parça, gülmüş gitmiş o kadın.
Ala geyikler gibi, taştan taşa sekermiş
Dili baldan tatlıymış, şekerlerden şekermiş
Hüznü kalbine gömer, zamana rest çekermiş
Kim dost kimler düşman, bilmiş gitmiş o kadın.
Kendini anlatamaz, çoğu zaman susarmış
Ne kimseye darılır, ne kimseye küsermiş
Belâ gelmesin diye, rüzgâr esse pusarmış
Kin nefreti kökünden, silmiş gitmiş o kadın.
Sevgiyi kutsal bilip, muska gibi takarmış
Has bahçenin içinde, gül karanfil kokarmış
Uzak yakın demeden, seyahate çıkarmış
Dosta ahbaba selam salmış gitmiş o kadın.
Ola ki gelir diye umutsuzca beklermiş
Zamanı tespih yapıp, günü güne eklermiş
Parktaki kanepeyi, ara sıra yoklarmış
Dolabildiği kadar, dolmuş gitmiş o kadın.
Necati sordu ama sır vermedi özünden
Lakin kederden yana, yaş eksilmez gözünden
Anladım ki çektiği, o adamın yüzünden
Ne bet kalmış ne beniz, solmuş gitmiş o kadın.
Necati OCAKCI
5.0
100% (6)