1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
157
Okunma
Bir dağ gibi susardı,
rüzgârla konuşur,
yağmurla içinden ağlardı.
Toprağı severdi;
ayağının altındaki çamuru bile
bir emanet gibi taşırdı.
Gözlerinde yüz değil,
yürek arardı.
Bir kuşun canı için yolunu değiştirir,
bir çiçeğin soluşuna
saatlerce susarak eşlik ederdi.
Memleket dedi mi
bir harita çizgisi değil,
bir nefes, bir sızı,
bir ana kucağı gibi sarılırdı taşına, toprağına.
Kurumuş derelere
bir ömürlük özlemle bakardı.
Unutuldu sanmıştık…
Ama şimdi
sevdiği her şey ardından sessizce ağlıyor:
Köyün kedileri,
gölgedeki incir ağacı,
yolda yürürken göz göze geldiği çocuk.
Kalabalıklarda görünmezdi,
ama gidişiyle
koca bir boşluk açtı dünyada.
Şimdi herkes diyor:
“Ne güzel insandı…”
Ve biz,
göğe bakarken hatırlıyoruz onu:
Yaşarken rüzgâr gibiydi,
şimdi yıldız oldu.
O yıldız ki,
her gece biraz daha içimize doğuyor.
5.0
100% (2)