Hala biraz dağlı
Biraz yabanılım

Aşkın Birtanem,
Göğsümün üzerinde gezinen
Bir eşkiya şimdi
Yosun sarısı,
Dağ yeşili
Bir kanat çırpımı gökyüzü
Bir tutam tuz aşkın,denizlerden

Şimdi çıplak,duru bir türkünün
Eteklerine yapışıp,ıslanmak zamanıdır
Hüzünün hesabıdır şimdi inceden
Her akrep,her yelkovan

Arkamda bıraktığım o gri şehir
Omuzlarımda sarsıla,sarsıla ağlarken
Bütün efkar çocuğu cıgaralarımın
Son nefesi oluyorsun şimdi
Şimdi;
Yoksun,korkunç güzelsin
Bulvarlar yok
Işıklar da
Demli bir çay
Bir sıgara,
Bir şarkı,
O kadın
Yok..!

Özlediğim gülmek biraz hin tarafından
Gömleğimden bir düğme daha açıp
Rüzgarlar öpsün diye böğrümden
Çocukca,delicesine koşmak
Ve düşerken
Tutunmayı gülüşünden
Özledim nafile,
Hiçliğine,piçliğine,öylesine
Sevişmeyi,şiir tadında
Şimdi;
Başımda beladır sevdan,
Kahreden

Resmime rutubetli gözlerinle bak
Umudun kenarına kondur bir ıslık
Bir mektup karala
Bir çay iç,demlice
Aynaya bak,saçlarını tara
Ve sarılıp geleceğimize
Uyu bebeğim

“Serçelere yetecek kadar uyku”
Uykunun içinde bir masal gönderirim
Bir yaprağa takıp
Şu böğrümden akan rüzgara katıp

Aşkın bir tanem
Göğsümün üzerinde gezinen bir eşkiya şimdi,
Umudumu dağa kaldıran…