11
Yorum
54
Beğeni
5,0
Puan
601
Okunma

Şiir dünyanın pisliğine bata çıka
geliyor ve diyor ki: Haydi bakalım!
Dokunmadan suya sabuna,
arındır beni bunlardan;
bu işi daha iyi yaptığına inanan
kıyıcılara aldırmadan!...
Üstüm başım kan, dediğine bakmadan,
buyur ediyorum şiiri baş köşeye;
Kalem sipsivri dikeliyor,
-Kim getirdi bu hale seni,
sorayım onun ebesini!-
Kağıt daha bilgece,
-Söyle, düreyim onun felsefesini!-
Durun! diyorum, celallenmeyin hemen,
şiir bize ulaştı ya salimen,
bakacağız bir hal çaresine!...
Yaşa! diyor kalem, Allahına kurban;
Var ol! diyor kağıt, zaman bu zaman!...
Kalem sihirli değnek gibi geliyor elime,
kağıt kendini seriyor yoluma!...
Şiir, diyorum, çok horlanıyor,
kul hakkının yendiği konaklardan,
yalılardan kahkahalarla dışlanıyor!
ona aş diye reva gördükleri acıya
her zaman sıcak kalbini banıyor!...
Onun derdi kendi karnını doyurmak değil,
umudu aç çocukların dualarıyla mayalanıyor...
Dünyanın pisliğine bata çıka gelen şiir,
namuslu insanları yüzlerinden tanıyor;
Ben, diyor, şaire şu yüzden gelirim:
Günün hangi vakti olursa olsun,
beni yalansız dolansız karşılıyor
ve bir lokma da olsa ekmeği,
bana ikram edip kendisi hayal kuruyor,
çocuklara kıyılmadığı bir dünyanın hayalini...
20 Şubat 2025
Yekta Attila
Seçki Kurulu’na, beğenen, yorumlayan sevgili şairlere çok teşekkür ederim. Saygılarımla.
5.0
100% (17)