1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
65
Okunma
Şu dağda suskun çoban.
Şu dağda otarır sürüleri.
Şu kuyuda suvarır.
Şu kayada uzanır saatlerce
Bakar gözleri yanana kadar.
Karşı dağdaki köyün güzeline.
Sevdalıdır çoban bir güzele.
Sevdalıdır bir ağa’nın biricik kızına.
Haykırır dağlara kavalıyla.
Sevdasını bir dağdan öbür dağa.
Vurgundur alev alev yanar.
Bu duygular elbet dağları aşar.
Zalim bir yar ağa’nın biricik şımarık kızı.
Küçümser çobanın sevdasını.
Dağdan dağa gelen ezgiyi.
Ayaklar altına alır.
Neler yapmaz neler demez.
En sonunda kandırır çobanı.
Dağdan dağa dolandırıp.
Vurur kırbacı güler ha güler.
Susar o gün çoban çekilir dağına.
Deliye döndü der köylüler iyice.
Mağaradan çıkmaz aylarca.
Kış çöksede dağlara.
Çoban dönmez geriye.
Karlar erir açılır patikalar
Sürüler yavaşça çıkar dağlara.
Nedendir bilinmez sürüler kaçar.
Dağdan kopan sesle kaçar ha kaçar.
Dağdan gelir kaval sesi.
Her gece uyutmaz kimseyi.
Hocalar, dervişler, veliler.
Pek anlam veremez.
Yalnız geceleri gelen bu sese.
Dayanamaz ağa’nın şımarık kızı.
Çıkar çobanın dağına.
Mağaranın birinde bulur onu.
Elinde kavalla durmadan çalar.
Ağa’nın adamları varırlar dağa.
Kızı bulurlar mağaranın önünde.
Bakarlar çobana günlerce.
Hiç durmadan kaval çalışına bakarlar.
Ve sonra doğrulur çoban.
Sevdanın sesine kapılır gider.
Bir adım atar dağdan karşı dağa.
Yıkılır kayalar altında kalır.
Çobanın sevdasından.
Köy yerlebir olur.
Geçer kayaya taş olur çoban.
Sevdasından ölümsüz olur.
Kavalı artık dağın rüzgarı çalar.
Karşı dağdaki köyün güzeline.
5.0
100% (2)