0
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
303
Okunma
aradığın yerler değil anılardır
...
ev süsü verilmiş trafo binalarının yanında
içinde peynir kokusu olan poğaçalarda
yaz ortasında yolun hep gölgeli tarafında
bir evin camında eski arabesk şarkılarla
telefon kılıfı satan dükkanlar arasında
geçmişine sımsıkı tutunuyor sözlükkarıştıran
ve çok nadir gelen sekiz numara
...
onca zaman sonra
nefes almak için dönülen kıssa da
hatırlamıyor sesini asla
gözlerim bir hurafe on altıncı yüzyıldan kalma
ve ürkek bakışların hizasında
en güzel senesi doksan sekiz olan bir kasaba
...
zurnalar eşliğinde uğurlanıyor bir fırtına
geçiyor yoz vadinin dar kapılarından
kendi tabirini zayıflatarak
ve gülüyor adı yufkacı olan bir yufka dükkanının önünde
bir çocuk art arda
cevaplarını fırlatarak kainata
kardeşim kanını dökmüş işte tam buralarda
...
-berber oradan bana bi asker tıraşı
kardeşime de hayal-ü âlâ
gelmeyeceğiz dünyaya bir daha asla
yüzümüze vurulan adı kabullenerek
hak ettik bu cezayı çoktan
...
böyle mıhladık zamanı mekana
ibrahim oğlu yahya diretiyor mu hala aynı sayfada
Allah muhafaza
artık müzeye dönüşmüş bu kara parçalarında
-baba
heykeli olmayan baş ne kadar canlı öyle
ve başı olmayan heykel ne kadar cansız
...
bunu yazdım ve azaldım biraz daha
...
mitos sakın unutma.
5.0
100% (1)