boş mektupyanımdan söylenerek geçen asabi şehri sevmedim yabani bir ot gibi büyüdüğüm köyü sevdim gizli bir akıntısında bu suya demir attım mecburi kelimeleri sevmedim ani bastıran yağmurları sevdim beni kendimden esirgeyen bunca yıl geçmişin terk edilmiş kuş yuvaları şimdinin puslu gözlerini sevmedim cumaları pazara giden anneyi sevdim pazarda satılan civcivleri kan ter içinde vapura koşan sevgili somurtarak yürünen şehirleri sevmedim suyu bulanık olan şehirleri gizli bir akıntısında bu suya demir attım beni düşman bilip iten elleri sevmedim ceketin cebinde kavuşan elleri sevdim soğuk bir akşam vaktinin gözleri su içerken göğe bakan kuşu sevdim rüyamı reddeden sabahı değil üstünde kayıkların sallandığı denizi geleneği reddeden şiiri sevmedim cümleye büyük harfle başlama ciddiyetini Jules Verne ile biten çocukluğu sevdim kahır şiirleri yazılan geceyi sevmedim güneşten önce uyanılan sabahı sevdim bayram günü kapısı çalınmayan ihtiyar babamın sesine benzettiğim sesi sevdim böylece seven adamın hayali suyuna kanamadığım ellerinden “değişmedim” diyebilmenin tesellisiyle unutmasın diye her gece kalbime boş mektuplar gönderdim. |
selamlar