Sana inan küskün değilim!
Kırgın ve kizgın hiç değilim!
Neden biliyor musun?
Çünki, benim en iyi arkadaşım!
En iyi
dostum!
Her
zaman dert yoldaşım!
Kendi yüreğim, kendi bedenimdir!
Evet!
Genç olabilirim!
Cahil olabilirim!
Dertlerim katlanmış, artmış olabilir...
Ama, herşeye rağmen!
Her
gece, gözüm de yaş ile...
Dualarima sarılıp yatiyorum! Değişmeyen tek şeyim, dualarım...
Kakbimdeki hüznüm ve sabrım!
Hep aynı kefededir!
Ve ben derdimi, sana anlatabilseydim!
Ve eğer sen!
Beni anlayabildiysen!
Yüreğim de,
sevgini! Dilimdeki dualarım da, taşıyamazdim seni...
Çünkü, sana olan ilgimdir! Duâ’yı yüreğine nakşetmemdir, sebep!
Belki de, izah etsem!
Sana anlatsam! Ama, anlamazdın belki,sana!
Dilimdeki, cümlelerimin mantik dahilin de... hakikatlerin akıl ile anlaşılmasından!
Ve tasvirinden ibarettir!
Yüreğim de duygularımın aslını, taşımaya devam ediyorum yine de...
Gene ben ve yüreğime güç diye benimsediğim duam...
Yürekten tüm dualar kabul olur demişdir bütün kitaplar?
Belki de Hayır...
Kabul olunmayacak bir dua taşıyorum
geceden, sabaha...
Ama ne yapsam!
Ne etsem kaldıramıyor yüreğim sensizliğin, yokluğundaki sızısını...
Dinçer Dayı