Ne olacak ki deme sakın
Akıyor bazen gözyaşım yüreğime
Bir sevda gömülüyor yok yere toprağa
Dinleyip anlamadan gelme böyle üzerime
Bilir misin sırta saplanan hançerin sızısını
Sen bilir misin yürek ile nefes arasındaki yolu
Anı defterinin sararmış yaprakları arasında
Gül yaprağı gibi kurumaya karar verince
Mecburen susmak zorunda kalmayı bilir misin

İhanetin kirlenmiş hançeri saplandığında
Sahipsiz bir nehir gibi,çaresiz kalmsyı
Bulanık akınca esareti yüreğine
Böylesi anlarda hayatın kısır döngüsü çıkar önüne
Ansızın tene düşen bir buse gibi
Dökülür gözümüzden yaş yağmur gibi
Kaçamadığımız iki yaşam gerçeği!..
Doğanın bağrında,hasret beşikleri gibi sallandırırken,
Burnuna çarpar aşkın kokusu bilir misin

Uzaktan hoş gelen davul sesiyle karıştırma
Sevgiyi yüreğinde hissettirmek isteyince
Teni çizen diken, hançer gibi yaralar kslbini
Yinede çekmek istersin ten kokusunu içine
Baharın naz yapan günlerindeyiz
Her anlaşılmazlığa, her inada rağmen,sözcüğe rağmen!..
Ne kadar takvim yaprakları direniyor olsa da
Kokusunu sinede tutmak için çırpınmayı bilir misin

Kaçmalı mıyım kadife duran gül yapraklarından
Yoksa canım her acıdığında
Sarılmalı mıyım nazlı ve zarif gül dallarına?..
Yaprağından ilham aldığım güllerle baktım ya, İsyanım gelip geçici mevsim olmadığını anladım...
O yüzden yüreğimin yırtık sayfalarına yazdığım
O satırları yeniden okumayı bilir misin
YEŞİLIRMAK