Mevsimler değişir
Kuşlar gider
Kalırız soğuk bir terminalde başbaşa
Efkarlıyız
Selamlarız gidenleri ve kalanları
Buğulu bir camın ardından
Kimse bilmez, seni özleyerek yaşlandığımı
Sen şimdi çok eski bir şiirin adısın
Takvimlere sığdıramadığım
Ben yollarında sabırlı, çalışkan bir
sevda bekçisiyim
Ter karışıyor
sevgime
Deviniyor gökyüzü
Gece,karanlığı çoğaltıyor
Çoğalıyor ayrılık ihtimalimiz
Direngendir dizelerim yollarında
Bir çığlıkla bin yaşam doğurur
Bir nefesle bin kent istila edilir
Öyle bir çizgideyiz ki
Ölüm ,yaşamaya aç
Yaşam ,
ölüme muhtaç
Ben seni ince ikilemlerde kaybettim
Redederek,
Apolitik sevişmeleri
Hoyratça dokunuşları
Umut çıkmaz bir sokakta,acılar ülkesinde
Güneşe bırakmışız dualarımızı
Gözlerin , sıcak ve eski bir yara bu yüzden
Dokunsam can çekişir neoloitik ana
Korkma!
Şimdi tüm sokaklar sonbahardır
Geçeceğiz yaşamın ortasında birgün
Islık çala çala toplayacağız yaprakları,senfonileri
Kuşatacağız nal seslerini dörtnala
Işık hızını geçerek
Ben mayınlıyım,dilsiz yitik bedeninde
Tutsağız birbirimize
Öyle yakın
Öyle uzağız
Hadi mutluluk oyunu oyanayalım
Eskilerde olduğu gibi
Yeryüzünden koparalım payımıza düşen neşeyi
Kıyametler kopsa da avuçlarımda
Ellerimi diri tutacağım
Şafağı tutar gibi
Yüreğimi siper edeceğim kadere ve kedere
Bir namluyu göğüslercesine
Biz acıdan doğduk sevdiğim
Ne gökyüzünün
mavisini çizdik resim defterlerimize
Ne de
doğan
güneşi ..
Ömrümüz kırılgan bir
çiçekti
Ve
Ayrıldı ortasından soğuk bir duvar gibi
Bizler suskun birer mayınız tenlerimizde
Konuşsak
Yas tutar bir
dünya kalabalığında